Page 169 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 169
vefat eyledi. Şeyh ve zikir erbabının tamamı neydi? Şeyh’in yanına vardım ve yerime
namazında bulundular. Şeyhin zaviyesi oturdum. Şeyhva’z ve nasihat ile meşgul idi.
civarında defnedildi. Söz sırasında bana döndü ve “Buradaki aziz
dostların arasında, ‘Şeyh neden bu şehri
Yine Kadı Sirâceddin’den-Allah’ın rahmeti
üzerine olsun-rivayet edilmektedir: tercih etmiş ve neden zaviyeyi şehrin dışına
kurmuştur’ diye düşünenler vardır.” dedi.
Bir başka sefer Şeyh’in yanına gittim. Bir şahıs
geldi. Küçük bir tabakta helva getirip Şeyh’in Kadı Sirâceddin şöyle dedi: Ben de “O kişi
önüne koydu. O sırada Şeyh konuşuyor, benim efendim.” dedim. Şeyh şöyle devam
irşat ve nasihat ile meşgul idi. Bu adam bu etti: “Anadolu’da büyük şehirler çoktur. Bu
kadarcık helvayı Şeyh’in önüne koymaktan şehirlerin halkı çeşitlidir. Halk çeşitli olan
utanmadı mı diye düşündüm. Bunca dervişin bir yerde ırz düşmanlığı, gıybet ve kötülük
bulunduğu bir yere getirilmemeli veya herkese mutlaka çok olur. Fakat küçük şehirlerde
yetecek miktarda olmalıydı. Ben bunları özellikle de Ermenilerin çok, Müslümanların
aklımdan geçirirken Şeyh bana şöyle dedi: “Azı az olduğu yerlerde bize değip dolaşan olmaz.
çoğaltmak mümkündür. Böylece o az, çok Böyle olunca da ne bizim onlara, ne de onların
kişiye yeterli hale getirilebilir.” Şeyh’in benim bize işi düşmez.
bu düşünceme işarette bulunması karşısında Zaviyenin neden şehir dışında kurulduğuna
şaştım kaldım. “Hazretiniz her şeye kadirdir.” gelince bu kalabalığın zaviye ve ziyaretçileri
dedim. Sonra hizmetkârına “Bunu alıp dağıt.” rahatsız etmemesi içindir. Talip olanlar
dedi. Şeyh helvayı yuvarlak hale getirdi ve şehirden buraya kadar gelebilir. Talip
“Bunu herkese yetiştirebilir misin?” dedi. olmayanlar da zahmet ve rahatsızlıktan
Hizmetkâr, “İki üç tabak daha olursa, ancak o kendisi uzak durmuş olur.
zaman.” dedi. Şeyh ellerini seccadesinin altına
götürdü. Tabağı da alıp seccadenin altına
soktu. Oradan yuvarlak halde helva çıkardı ve
herkese bir pay düşecek kadar dağıtması için
hizmetkâra verdi. Ben bakıyordum. Herkese
büyük bir pay düştü. Paysız kimse kalmayınca
tabağı seccadenin altından çıkardı. Baktım
tabağın içinde daha bir hayli helva duruyordu.
Başka bir gün âdetim olduğu üzere ikindi
namazından sonra Şeyh’in yanına gitmeye
karar verdim. Binek hazır olmadığı için yaya
yola koyuldum. Zaviye şehrin dışında bir
hayli uzaktaydı. Yolda yoruldum ve şöyle
düşünmeye başladım: “Sübhanallah! Şeyh
bütün Anadolu’da (Rum diyarında) neden bu
şehri tercih etmiştir? Üstelik zaviyeyi şehrin
dışında kurmuştur. Acaba bundan maksadı
167