Page 169 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 1. Sayı
P. 169
Dedebağı’nın yıllarıdır ve iki
Doğuşu çocuklu bir dul olan
Mualla Hanım’ın
Ulunay’ın Fahrettin da maddî durumu
Kerim tarafından pek parlak değildir.
şereflendirildiğini İkisi de tabiatı
söylediği “kulübe”si, ve hayvanları çok
Kartal’la Pendik sevmektedirler. Öyle
arasındaki Yunus’ta ki Mualla Hanım,
1940’ların başında oturdukları sıkıcı
kurduğu çiftlikte apartman dairesinin
karısıyla birlikte balkonunu
ikamet ettiği evdir. renk renk, çeşit
Bu çiftliğe çeşit çiçeklerle
geçmeden önce, bir bahçeye
Ulunay’ın Ayşe dönüştürmüştür
Mualla Hanım’la ve bu hobisini
evliliğinden kısaca daha geniş bir
bahsetmeliyim. alanda yaşamak
Çünkü söz konusu istemektedir;
çiftlik ikisinin ortak Ulunay’a Veled Çelebi İzbudak tarafından verilen, evlendikten kısa bir
eseridir. Sultan II. Mevlâna soyundan geldiğini gösterir soyağacı. süre sonra Ulunay’a
Abdülhamid’in Yunus’taki dededen
Dâhiliye Nâzırı Memduh Paşa’nın kızı olan kalma –yıllardır uğramadığı– arazisinde bir
Mualla Hanım’a gençliğinde talip olan, fakat çiftlik kurarak hayvancılık edebileceklerini,
babasının muhalefeti yüzünden evlenemeyen ihtiyaç duydukları her şeyi elleriyle
Ulunay, sürgünden döndükten kısa bir süre yetiştirebileceklerini söyler.
sonra onunla tesadüfen karşılaşır ve 1943 Önce itiraz ettiği bu fikre bir süre sonra
Şubat’ında evlenirler. Mualla Hanım –ilk eşi alışan Ulunay’ın bir zamanlar bağlarla, meyve
Ahmed Vahid Moran 1945’te öldüğüne göre– ve zeytin ağaçlarıyla bezeli olan arazisinde
1943’ten önce boşanmış olmalıdır. bir köşk vardır. Ne var ki yolu oralara
Millî Mücadele’ye muhalefeti yüzünden düşenlerden duyduğuna göre, çocukluğunda
150’likler listesine dâhil edildiği için bütün zaman zaman büyükannesiyle gidip güzel
emlâkine –Yunus’ta, her nasılsa dikkatlerden zamanlar geçirdiği bu köşk yağmalanarak
kaçan köşk ve arazi hariç– el konulan bir harabeye, meyve ağaçları yok edilen
Ulunay, 1939 yılında sürgünden döndükten arazi ise civardaki köylüler tarafından ekilip
sonra sadece kalemiyle geçinmekte ve biçilen bir tarlaya dönmüştür. Kendilerini
ciddi bir maddî sıkıntı çekmektedir. Savaş “Allah’ın dağında ne yapacaksınız?” diyerek
167