Page 68 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 1. Sayı
P. 68

Maksûda ki Allah dönene virür râh            Afvufîa gezeni çün bildi suçunı
                               Fazl eyleyüp ol şah ol Hayy ü Tüvâna         Yarlığa sen anı fazlunla şâhâ
                               Rahman durur kim kamuya Rahmetdür âm         Şol âşık-ı sâdıklarunun hürmetiyçün
                               Her nesneye kaderine göre behresini tâm      Hem vâşıl-ı kâmillerünüfi hürmetiyçün
                               Virdi viresidür vire virmiş tut anı sen      K’oldı olasıdur ola olmış tut anı sen

                               Kim âşık-ı hazret kim râğıb-ı cennet         Himmetler alaldan kalmışlar yoldan
                               Kim lâyık-ı hırkat pes seçdi o mevlâ         Anlar ilelden kıldun çu..
                               Hâlile dile kalma dile kim dil-i hâlün       Sen eyle oların yolına ne hidâyet
                               Gerçekler olur kal dilinden bu makâlün       Ol Fahr-ı Rüsül hürmetiçün kim o şefa’at
                               Buldı bulasıdur bula bulmış tut anı sen      İtdi idesidür ide itmiş tut anı sen

                               Zevkın(ı) dutanlar hoş ‘aşka batanlar        Dir Evvel ü Âhır (u) hem Bâtın u Zahir
                               Anlar durur o tenler manşübe-i şa’bi         Hem müdebbir ü muhtâc dir ana
                               Aşh hod işün sâbit ü muhkemdür ezelden       Sensüz Vefa gerçi ademden dahi kemdür
                               K’Allah kamu nesne nice bilelden             Sen tinle veli gark atâyâ-yi kademdür
                               Geldi gelesidür gele gelmiş tut anı sen      Taşdı taşasıdur taşa taşmış tut anı sen
                               Ol ilme muvafık kim(i) mest ü kim(i) ayık    Her nesne ana gark ger cem’ u ger fark
                               Kim firkate lâyık (u) kim(i) kâbil-i zülfâ   Var ğarb ve ger şark zi-cüd-ı hüveydâ 13
                 13 Avni Erdemir,
              “Muslihuddin Mustafa   Pes ğaybda her sabit olanı bilüp izhâr
             İbn Vefa Hayatı, Eserleri   Kılandur o Vehhâb ki i’tâ idüp envâr
             ve Fikirleri”, basılmamış                                      Lâmiî Çelebi’nin Değerlendirmeleri
               doktora tezi, Ankara,   Secdi seçesidür seçe seçmiş tut anı sen
               1999. Bilim ve Sanat                                         Sözü, kendisiyle tanışan/görüşen Nefehâtü’l-üns
            Vakfı 2006’da İstanbul’da
            konu ile ilgili sempozyum   Buğday semenden hem şiş semenden    mütercimi Bursa’lı Lâmiî Çelebi’nin ifadesiyle
            tertiplemiştir: Vefa Semti                                      bağlayalım: “Zahirî ve bâtınî ilimlere vukufu
               Dünü Bugünü Yarını.   Hem ğıll olandan fark oldı musaffa
             Bu sempozyumda onun   Yâ Rab kamunun sığınacağı topundur       vardı. Pek çok fende/ilim dalında geniş bilgi
            edebî ve tasavvufî yönüne                                       sahibi idi. Başladığı her işte hususî bir tasarruf
                tebliğleriyle  Reşat   Hem cümle cihan yürüyeceğ(i) kapundur
             Öngören, Avni Erdemir,   Tutdı tutasıdur tuta tutmış tut anı sen  gösterirdi. Usûl ve makamlara dair zikirler
              Yavuz Bayram,Mustaf
             Çiçekler,Nurettin Ceviz,                                       tertip etmiştir ki ulemâ ve erbab-ı irfan
           Musa Yıldız,, Abdürrezzak   Dergâhufia yüzin bu âciz ü miskin    nezdinde makbuldür. Vakıf tesisinde yed-i
           Tek ve Mustafa Tatçı tebliğ
                   sunmuşlardır.  Ey kâdir-i tekvin vey Sâmi’ü Dânâ         Beyza sahibi idi. Dış görünüşlerinde azamet ve
                               Gerçi eşke lâyık anun yok yüzi hâkin         celal, sohbetlerinde samimiyet ve cemal vardı.
                               Giru semimle sana tertibin ümidin            Dünya ehline fazla itibar etmezdi. Sözleri
                               Bitdi bitesidür bite bitmiş tut anı sen      hikmet ve nükte dolu idi… Zevk ehli olan
                                                                            dervişlerden hoşlanırdı…
                               Havfile recâya hem vardı rızâya              Belâgat dolu güzel cevaplarından biri şudur:
                               Takdir ü kazaya kendüyi Hüdâ’ya              Bir gün kendisine:
                               Nice ola anun yüzi ki ihsânuna batup
                               Kendüyi hatâlar çamurına yıhdatup            - Şeyh Muhyiddin İbn’ül-Arabî, Firavun
                               Değdi degesidür değe değmiş tut anı sen      hakkında ‘tertemiz olarak öldü’ diyor. Siz ne
                                                                            dersiniz diye sorduklarında:







                                                                          66
   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73