Page 30 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 30
görmüştür. Seyyid Mahmûd Hayrânî gözünü doğru hareketlenince Seyyid Mahmûd
açıp, “Ey Şeyh Sinaneddin! Eğer biz başların Hayrânî, mahcup bir ifadeyle, “Erenler
başı ve hür insanların reislerinin sultanı nazarına edepsiz gelmişiz” diyerek arslandan
zamanında bir tilki olursak canımıza minnet,” inmiş ve elindeki yılanı salıvermiştir. Seyyid
diyerek ona bağırmıştır. Bunun üzerine Şeyh Mahmûd Hayrânî, Hacı Bektâş Velî’ye karşı
Sinaneddin, Seyyid Mahmûd Hayrânî’nin elini yüzünü yere koymuş ve af dilemiştir. Anlatıya
ayağını öperek gönlünü almayı başarmıştır. göre, bugünde kuş görünümünde olan taşın
Şeyh Sinaneddin, ikinci defa Konya’ya gelip dibinde Hacı Bektâş Velî, Seyyid Mahmûd
Mevlânâ’yı ziyaret ettiğinde, Mevlânâ ona Hayrânî ve beraberindeki şeyh ve dervişler bir
“Dünyada yüreği aydın kimseler çoktur” hafta sohbet edip semâ etmişlerdir. Oldukça
diyerek Seyyid Mahmûd Hayrânî’ye iltifatta kalabalık olduğu söylenen bu mecliste sohbet
bulunmuştur. Mevlânâ’nın, dış görünüşüne tamamlanınca Seyyid Mahmûd Hayrânî, Hacı
aldırış etmeden Seyyid Mahmûd Hayrânî’yi Bektâş Velî’den izin alıp ayrılmak istemiştir.
aydın kişiler sınıfına dahil etmesi, Seyyid Bu istek üzerine Hacı Bektâş Velî Akşehir’i
Mahmûd Hayrânî’nin ise Mevlânâ’yı insanların kastederek, “O geldiğin yeri sana yurt verdik,
reislerinin sultanı olarak nitelemesi iki o yer senin ekmeğin olsun” diyerek onu yolcu
şeyh arasındaki ilişkilerin müspet olduğunu etmiştir. Vilâyet-nâme’ye göre Hacı Bektâş
göstermektedir. Velî vefat ettiğinde de Seyyid Mahmûd
Seyyid Mahmûd Hayrânî’ye dair bir diğer Hayrânî, birçok şeyh ve derviş gibi onun
menkıbe de Hacı Bektâş-ı Velî’ye (ö. 669/1271 cenaze merasiminde hazır bulunmuştur. Fakat
[?]) dair rivayetleri ihtiva eden Vilâyet-nâme’de ölüm tarihleri düşünüldüğünde Hacı Bektâş
yer almaktadır. Menkıbeye göre Hacı Bektâş Velî’den yaklaşık iki yıl önce vefat eden Seyyid
Velî Sulucakaraöyük’e yerleşip, velâyet Mahmûd Hayrânî’nin bu merasime katılma
ve kerâmetleri ile meşhur olunca, Türk- ihtimali yoktur. Ali Kozan’ın da belirttiği
İslâm coğrafyalarının farklı bölgelerinden üzere Seyyid Mahmûd Hayrânî’nin Hacı
şeyh ve dervişler onun huzuruna gelmeye Bektâş Velî’nin cenaze merasimine katılımı
başlamıştır. Bu dönemde Akşehir’de bulunan mecazî bir ifade değilse rivayetin yanlış olduğu
Seyyid Mahmûd Hayrânî de Hacı Bektâş kabul edilmelidir.
Velî’nin velâyet ve kerâmetlerini duymuş, üç Vilâyet-nâme’deki kayıtlar, şeyh ve dervişler
yüz dervişiyle birlikte Suluca Karahöyük’e arasında oldukça sık rastlanan ve genellikle
doğru yola çıkmıştır. Anlatıya göre, Seyyid kerâmetler üzerinden cereyan eden rekabetin,
Mahmûd Hayrânî’nin bir arslana binerek ve Seyyid Mahmûd Hayrânî ile Hacı Bektâş
bir yılanı tutup elinde kamçı yaparak geldiğini Velî arasında da yaşandığını göstermektedir.
haber alan Hacı Bektâş Velî, “O er canlıya Menâkıbnâmelerin doğası gereği Vilâyet-
binip ayağa geldi, biz ise bir cansıza binelim nâme’ye göre bu rekabette galip çıkan Hacı
ona karşı varalım” demiştir. Kızılca Halvet Bektâş Velî olmuştur. Zira her şeyh ve derviş
yakınında bir dâm duvarı gibi büyük taşın kendi pirini yüceltmek ve onun daha büyük
üzerine seccâdesini sermiş ve bu ulu taştan kerâmetlere vakıf olduğunu kanıtlamak için
ayağa kalkarak erenlere doğru yürümesini kendi menkıbelerini aktarmaktadırlar. Hatta
istemiştir. Taş adeta bir kuş gibi erenlere çoğu zaman yaşananlar, menâkıbnâmelerin
28