Page 153 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 1. Sayı
P. 153

Ziya Nur Aksun
                                                                                                        bir toplantı
                                                                                                        esnasında
                                                                                                        arkadaşları ile.


             “Ziya Nur’un Birlik Vakfı’nda sergilenen     Çaylar sürekli tazelenirken, günün
             resimlerine bakarken o eski Marmara          meselelerini adeta teşrih masasına yatırarak
             sohbetlerini düşündüm.                       enine boyuna tahlil eden Ziya Nur, Dündar
             1960’lı yılların sonlarında, ‘70’li yılların   Taşer ve Erol Güngör, her meseleye tarihi ve
             başlarında Beyazıt’taki Marmara Kahvesi’ne   sosyolojik bir açıdan bakar, özellikle Osmanlı
             yolu düşenler, akşamları meydana bakan cam   tarihine sık sık atıfta bulunurlardı. Saatler
             önünde birleştirilmiş birkaç masada, devrin   geçtikçe genişleyen sohbet halkası, üçünün de
             birçok aydınını koyu bir sohbete gömülmüş    hiçbir zaman yükselmeyen sesleri yüzünden
             halde görebilirlerdi. Çeşitli fakültelerden   aynı zamanda sıkışarak daralırdı. Marmara
             üniversite öğrencileri de, iliştikleri       sohbetleri, üniversite öğrencileri için, ikinci
             sandalyelerde, uzaktan, sohbetin daima       bir üniversite niteliği taşır, ufuklarını açardı.
             merkezinde yer alan Ziya Nur’un duyulur      Ben 70’li yılların başında Bursa’da
             duyulmaz bir sesle anlattıklarını dinlemeye   bulunuyordum. Bunun için ancak İstanbul’a
             çalışırlardı. İkisi de beklenmedik bir biçimde   yolum düştükçe, eskilerin tabiriyle “tehalükle”
             aramızdan ayrılan, Dündar Taşer ve Erol      koştuğum Marmara sohbetleri, yazık ki,
             Güngör’ün de bulunduğu günlerde Marmara      son demlerini yaşıyordu. Bulabildiğim bir
             sohbetleri ayrı bir revnak kazanır ve geç    sandalyeye ilişip bütün dikkatimi toplayarak
             vakitlere kadar devam ederdi.                neredeyse fısıltıyla konuşan o güzel üçlünün








                                                        151
   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158