Page 157 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 1. Sayı
P. 157

sahiptik. Bu, tıpkı bir tablonun aslıyla     de o traşlı kafamla annemin tulum giydirdiği
             röprodüksiyonunu seyretmek arasındaki fark   gün adımı soranlara Yavuz, entari giydiğimde
             gibiydi.                                     de Belma diyormuşum. Ailede, çevrede Yavuz
                                                          adında bir rol model olmadığına göre, besbelli
             O sohbetlerde şunu anladım ki, böyle bir
             ağızdan tarihi dinlemekle, kitaplardaki      duyduklarımdan etkilenmişim ben de…
             tarihi okumak arasındaki fark, Mesnevi’yi    Ağabeyime gelince… İlkokul sıralarındayken,
             Hz. Mevlânâ’nın ağzından dinlemekle M.E.     bir gün sökülen ayakkabısını diktirmek için
             Bakanlığı’nın herhangi bir baskısından       ayakkabı tamircisine gitmiş. Yaşlı tamirci, bir
             okumak kadar büyüktü.                        yandan onun ayakkabısını tamir ederken, bir
                                                          yandan da dükkândaki yaşlı dostuyla sohbet
             Ama bu sohbetlerde elde ettiğim tarih
             malûmatı, benim için orada kazandığım        ediyormuş. Ağabeyim de dört kulak kesilmiş,
             şeylerden sadece biriydi. En az onun kadar haz   onları dinlermiş.
             veren, merak edilmeye değer başka şeyler de   İhtiyarlar kendi aralarında konuşup
             vardı. Mesela Türkçe mûsikîsi gibi…          dertleşirken:
             … Ziya Nur’un kullandığı Türkçe’nin mûsikîsi   -Sultan Hamid Efendimiz zamanında mümkün
             ve derinliği, tarihi anlatılan bir şey olmaktan   müydü böyle şeyler olsun? filan diyorlarmış.
             çıkarıp adeta yaşanan bir şeye dönüştüren,   Ağabeyimin çocuk zihninde soru işaretleri peş
             tenvir eden, geniş zaman aidiyetinin tabii bir   peşe sıralanmaya başlamış: – Biz okulda;
             uzantısı gibiydi.”
                                                          Padişahtan, sultandan
             Söz sohbetten, tarih anlatımından açılmışken,   Kurtuldu güzel vatan…
             ağabeyimin dostu rahmetli Ahmed Ersin
             Yücel’i (Zaptiye Ahmed, 1942-1969) anmamak   diye marşlar söylüyoruz ama bu ihtiyarlar
             olmaz. “Osmanlıyı okumak yetmez. Onu Ziya    Sultan Hamid Efendimiz diye saygı ve
             Bey’den dinlemek lâzım” dermiş hep.          ihtiramla söz ediyor onlardan?... Neden, niçin
                                                          acaba? diye düşünmeye başlamış anlaşılan. Ve
                                                          müfredat gereği padişahları kötüleyip duran
             Adam Olacak Çocuk…                           öğretmenine:

             Ağabeyimin tarih merakına gelince… Hani      -Efendim, padişahların hepsi de mi kötüydü?
             bir lâf vardır; “Adam olacak çocuk…” derler.   Fatih de, Yavuz da, Kanunî de mi kötüydü?
             Onun o matematik zekâsının, çocukluğundan    demiş.
             itibaren fark edilen resim yeteneğinin yanı sıra   Bir kabul gününde annemle karşılaşan Seza
             müthiş bir tarih merakı ve tutkusu, sanırım   öğretmen:
             daha ilkokul sıralarında başlamış…
                                                          -Bunca yıllık öğretmenim. Şimdiye kadar
             Aslında bizim evde Osmanlı Sultanları,       hiçbir talebem bana bu soruyu sormadı,
             özellikle de Fatih ve Yavuz’dan çok söz      demişti.
             edildiğini hatırlıyorum. Ben bile saçım gür
             çıksın diye 3-4 yaşlarındayken babamla       Ağabeyimin bu tarih merakı artarak devam
             berbere gider, oğlan çocuğu traşı olurdum. Ve   etmiş besbelli. Lise yıllarında, derste tarih







                                                        155
   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162