Page 288 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 288
Konevî, tahkikin konumunu açıklığa cevaplarına döner ve bunların birçoğu
kavuşturmak için Tanrı’nın doğası; bilgisinin, hakkında kısa açıklamalar yapar. Genellikle
Zâtı ve âlemle ilişkisi ve İlâhî birliğin doğası Tûsî’nin cevaplarını tartışmaya açık bulur
üzerine uzun bir tartışmaya girer. Bu pasajlar ve her birine hem felsefî hem de tasavvufî
Konevî’nin en-Nusûs ve Miftâhu’l-gaybı ile açıdan yapılabilecek çeşitli itirazlar sunar.
en-Nefehâtü’l-ilâhiyyesinin bazı bölümleri Nefsle ilgili soruda Tûsî’nin İbn Sînâ’nın
gibi en zor ve teknik eserlerini akla el-İşârât ve’t-tenbîhâtına yazdığı şerhte bu
33
getirmekte ve buralarda tartışılan fikirler problemi tartışmasına atıfta bulunur.
hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Sonunda Konevî, Tûsî’nin cevaplarından
Konevî’nin burada keşfe dayalı kavramları bazılarına itiraz ettiği için özür diler,
aklın üstünlüğünü savunan filozofların ancak sessiz kalacak olursa bazı insanların
kabul edebileceği bir dille açıklamaya Tûsî’nin cevaplarına yapılabilecek
çalışması, bu bölümü onun tasavvufî itirazlardan Konevî’nin habersiz olduğunu
metafizik düşüncenin özüne dair en açık düşünebileceğini söyler.
sunumlarından biri haline getirmektedir.
Büyük bir filozof ile büyük bir “muhakkik”
Bu tartışma sırasında Konevî, insanın aklı arasındaki yazışma böylece sona erer.
aracılığıyla eşyanın hakikatlerini bilememesi Bu kadar kısa bir özet, tartışmaların
sorununa geri döner. İbn Sînâ’nın gerçekten karmaşıklığı ve inceliğinin hakkını vermeye
de insanın bunları bilemeyeceğine inandığını yetmez. Ancak en azından yedinci/on
tekrar teyit eder ve bunu kanıtlamak üçüncü yüzyıl gibi erken bir dönemde iki
için İbn Sînâ’nın et-Ta’likatından uzun düşünce ekolü arasında gerçekleşen fikir
bir pasaj aktarır. Hatta Tûsî’ye ait et- alışverişine okurun dikkatini çekmeye
34
Ta’likat nüshasının müstensih tarafından hizmet edebilir. Nitekim bu fikir alışverişi,
eksik bırakılmış olması gerektiğini, iki ekolün bakış açıları 300 yıldan fazla bir
aksi takdirde İbn Sînâ’yı asla bu şekilde süre sonra Molla Sadra’nın getirdiği sentezde
yorumlayamayacağını öne sürer.
bütünleşene kadar giderek artacaktır. 35
Konevî uzun genel tartışmasına devam
ederken, muhakkiklerin öğretilerindeki
pek çok kilit noktayı teknik ve felsefî bir
dille detaylandırır; örneğin insân-ı kâmilin
yaratılıştaki rolüne dair özlü bir açıklama
ve insanın yetkinlik ve bilgi derecelerine
dair bir tartışmayla. Son olarak Tûsî’nin
33 Bkz. Chittick, “The Last Will and Testament”.
34 Yakın zamanda Arapça aslından basılan ve uzun zamandır Batı ilim dünyasında bilinmeyen bu önemli eser, İbn Sînâ’nın felse-
fesinin bazı zor yönlerine dair “Açıklayıcı Düşünceler”ini (et-Ta’likat) içermekte ve resmi Meşşâî görüşe karşı kendi görüşlerini
ortaya koymaktadır. A. Badawi tarafından yapılan baskıya bakınız (Kahire 1973).
35 Aslında tasavvufî düşüncenin ya da Meşşâî felsefenin ortadan kalktığını ima etmek istemiyorum. Her ikisi de -özellikle ilki- ba-
ğımsız düşünce okulları olarak kaldı. Ancak İran’daki ve İslâm’ın diğer doğu bölgelerinin çoğundaki ana akım entelektüel faaliyetler
Molla Sadra’nın teozofisi tarafından domine edilmeye başlandı.
286