Page 287 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 287

Üçüncü kısım                                7. Konevî’nin son risâlesi

                 6. Konevî’nin ikinci mektubu                Konevî “Hidayet Veren Risâle” (er-Risâletü’l-
                                                             hâdiye) olarak adlandırılan bu eserine teknik
                 Konevî Tûsî’ye cevapları için teşekkür      terimlere dair bir tartışmayla başlar. Dilin
                 ettikten ve Meşşâî yaklaşımını açıklığa     sağladığı ifade olanaklarının, zihne açık olan
                 kavuşturduğu için onu övdükten sonra,       kavrama olanaklarına göre sınırlı olduğuna
                 yazışmaya başlama nedenlerini gözden        işaret eder; keşf yoluyla algılanan ya da Allah
                 geçirir. İlk olarak “dostluk kapısını açmak”   tarafından bilinen gerçeklerden bahsetmez.
                 istemiştir. İkinci olarak, “Bazı temel      Bu sınırlamalar nedeniyle, bir ekol bir
                 sorunlarla ilgili, mantıksal kanıtlardan    diğeriyle genellikle aynı terimi kullanırken
                 elde edilen sonuçlar ile keşfin ve doğrudan   oldukça farklı bir anlamı kasteder. Bu
                 görmenin meyvelerini birleştirmeyi          nedenle, Konevî’nin “tahkik okulu” veya
                 ummuştum.” der. Daha sonra Konevî ilk       “muhakkikler okulu” olarak adlandırdığı
                 risâleyi hazırladığı sırada iyi olmadığından,   İbnü’l-Arabî okulunun sûfîlerinin Mu’tezile
                 ayrıca ortak bir dostları, Tûsî’yi göreceği bir   gibi mezheplerle bazı fikirleri paylaştığı
                 yolculuğa çıkacağı için mektubu aceleyle    düşünülebilir, ancak gerçek bundan çok
                 gönderdiğinden dolayı özür diler. Dahası,   farklıdır. Bu nedenle her şeyden önce
                 müstensihin birtakım hatalar yaptığını      muhakkiklerin konumunu netleştirmek ve
                 fark etmiştir ancak Konevî aceleden dolayı   diğer ekollerden ayırmak gerekir. “Böylece
                 eseri tekrar görememiştir. Bazı sorular     onların inançları ve hedefleri açıklığa
                 ve sorunların eksik açıklandığı, Tûsî’nin   kavuşacak, nazarî akıl sahipleri (yani filozoflar)
                 cevaplarından anlaşılmaktadır. Kısacası     ile hangi alanlarda ortak fikirlere sahip
                 Konevî, bu noktaları açıklığa kavuşturmak   oldukları... ve onlardan ve diğer gruplardan
                 için ikinci risâlesine bir giriş yazdığını ve bu   hangi alanlarda ayrıldıkları netleşecektir.”
                 girişin ilk tartışmasını tamamladığını belirtir.   Risâlenin ilerleyen bölümlerinde Konevî,
                 Daha sonra Tûsî’nin cevaplarından birkaçına   muhakkiklerin konumu ile hem filozofların
                 dikkat çeker.                               hem de kelâmcıların konumu arasındaki
                 Son olarak Konevî, yanlışlıkla gönderilen   ilişkiyi özetler:
                 risâleye döner ve bunun nasıl meydana       Muhakkikler, nazarî aklın kendi düzeyinde
                 geldiğini açıklar. Ancak Tûsî risâleyi      bağımsız olarak kavrayabildiği şeyler
                 okuduğu ve yorumladığı için Konevî risâleyi   konusunda filozoflarla hemfikirdirler. Fakat
                 yazma nedenini açıklama gereği duyar. Bu    düşünce aşamasının ve onun sınırlayıcı
                 açıklama mektubun ikinci yarısını kaplar.   niteliklerinin ötesindeki diğer idrak ve
                                                             bilgilerde onlardan ayrılırlar. Çeşitli ekollere
                                                             mensup kelâmcılara gelince, muhakkikler
                                                             onlarla sadece nadir durumlarda ve küçük
                                                             noktalarda hemfikirdirler. 32



                 32  Yukarıda işaret edildiği gibi, sûfîler kelâmcıların aklı kötüye kullanarak ve keşfi göz ardı ederek, dolayısıyla vahyi yanlış anlaya-
                 rak bazı sonuçlara ulaştıklarını düşünürler. Konevî’nin kelâmcıların ruh görüşüne dair eleştirisi için bkz. F. Schuon, Islam and the
                 Perennial Philosophy, Londra 1976, bölüm 7.





                                                            285
   282   283   284   285   286   287   288   289   290   291   292