Page 125 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 125

SELÇUKLU’DAN OSMANLI’YA BİR KİTABIN SERÜVENİ:
            URMEVÎ’NİN METÂLİU’L-ENVÂR’I

            FÂTİH SULTAN MEHMED DÖNEMİ

            İÇİN NE İFADE EDER?










             İBRAHİM HALİL AYTEN



             Aristo’dan sonra klasik Yunan felsefesinin   büyük bir etki yaratan, yukarıda zikredilen
             İslam dünyasına intikaliyle birlikte mantık   altı ana mantık metni elbette ki içinde
             geleneği Fârâbî ve İbn Sînâ’nın telifleriyle   bulunduğu coğrafyanın dinamiklerinden
             İslam düşüncesi ve biliminin ayrılmaz bir   bağımsız olarak ortaya çıkmamıştır.
             parçası haline gelmiş; Gazzâlî (ö. 505/1111)   Dolayısıyla zuhur ettiği ilmi havzaların
             ve Fahreddin er-Râzî (606/1209) ile birlikte   etkisi ve katkısı göz ardı edilmeden, tarihi
             dini ilimlerde de yer bulmuştur. VI/XIII.   arka planı da görmeye çalışmak büyük
             yüzyıldan itibaren kaleme alınan eserlerle   önem taşımaktadır. Buna göre Hûnecî,
             mantık ilmi, telif çalışmaları yönüyle “metin-  Eyyûbîler’in hakimiyetinde bulunan
             şerh” türünün güçlü şekilde devam ettiği    Kahire şehrinde Mısır coğrafyasında varlık
             bir döneme evrilmiştir. Bu dönem öncekiler   göstermiş; Esîrüddin el-Ebherî ise Irak’ta
             üzerine kurucu “şerh”leri ortaya çıkarırken   (Musul, Erbil, Bağdat), İlhanlı Devleti
             aynı zamanda sonrakileri etkileyecek ve     sınırlarındaki Horasan ve Merağa’da
             yeni damarlar inşa edecek “metin”lerin      etkinlik göstermiştir. Nasîrüddin et-Tûsî ve
             de yazımıyla ön plana çıkmıştır. Özellikle   Necmeddin el-Kâtibî yaptığı çalışmalar ve
             Hûnecî’nin (ö. 646/1249) el-Cumel’i ve el-  devlet görevleriyle İlhanlı Devleti’nde çok
             Mûcez’i, Esîrüddin Ebherî’nin (ö. 663/1264)   etkin bilginler arasında yer almıştır. Urmevî
             el-Îsâgûcî’si, Nasîrüddin et-Tûsî’nin       özellikle tahsil ve tedris dönemlerinde
             (ö. 672/1274), et-Tecrîd fî ilmi’l-mantık’ı,   Kahire, Şam ve Musul çevresinde hatırı
             Necmeddin el-Kâtibî el-Kazvînî’nin (ö.      sayılır alimler arasında yer almış, ancak
             675/1277) er-Risâletü’ş-Şemsiyye fî’l-kavâidi’l-  şöhretinin zirvesine Anadolu Selçuklu
             mantikiyye’si, Sirâceddin Urmevî’nin (ö.    Devleti topraklarında, Konya’da iken
             682/1283) Metâliu’l-envâr’ının mantık bölümü   ulaşmıştır. 1
             bu devrin hatta sonraki devirlerin de en    Sirâceddin Urmevî, Sadreddin Konevî ile
             önemli mantık metinleri olmuştur. Özellikle   birlikte Anadolu Selçuklu Devleti’nin üst
             pedagojik cihetle çağlar ötesine öylesine   düzey ilmiye rütbesinde görev alarak felsefî

             1 Bu konuda bazı mülahazalar için ayrıca bkz. Ahmet Kayacık, “Osmanlı Medreselerinde Mantık Eğitimi Üzerine”, İslamiyat
             2/4 (1999): 111-121; İbrahim Halil Ayten, “İlhanlılar’dan Osmanlı’ya: er-Risâletü’ş-Şemsiyye Geleneği ve Osmanlı’da Şemsiyye
             Okumaları”, Osmanlı’da İlm-i Mantık ve Münazara, ed. Mehmet Özturan, Yusuf Daşdemir (İstanbul: İSAR Yayınları, 2022), 55-170.







                                                        123
   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130