Page 79 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 79
Çünkü onlar kelama göre tikeldir. O
halde kelam mertebe olarak en üst
bilimdir; çünkü bu tikel bilimlere iniş
ondan başlar.
Konevî’nin Miftâhu’l-gayb’daki görüşleri
ise şöyledir (s. 14-15):
Metafiziğin konusu Hakk’ın varlığıdır.
İlkeleri, Hakk’ın varlığının gerekleri olan
aslî hakikatlerdir (ümmühâtü’l-hakâik);
zat isimleri olarak isimlendirilirler. Zat
isimlerinin bir kısmı âlemde hükmü
belirmiş isimlerdir. Hak bunlarla,
ya eser perdesi ardından bilinir, bu
iyilik sahibi âriflerin nasibidir, ya da
hiçbir vasıta ve perde olmadan keşif
ve müşahedeyle bilinir, bu da kurb
ve kemal sahibi âriflerin vasfıdır. Zat
isimlerinin bir diğer kısmı âlemde
hükmü belirmemiş isimlerdir. Bunlar,
Peygamber Efendimiz’in bir hadisteki
duasında “veya nezdindeki gayb ilminde
kendine ayırdığın…” ifadesiyle işaret ettiği
üzere, Hakk’ın kendi gaybında kendine
ayırdığı isimlerdir. Bu isimleri, yani zat
isimlerini, bunlara tâbi sıfat isimleri,
sonra fiil isimleri, sonra zat isimleriyle
sıfat isimleri ve sıfat isimleriyle fiil
isimleri arasındaki nispetler ve izafetler
takip eder. Meseleler, ilkeler olan ve
aslî isimler (ümmühâtü’l-esmâ’) olarak
izah edilen şeylerden ibarettir; yani
bu isimlerin ilişkili olduğu şeylerin
hakikatleri, mertebeler, manevî yurtlar Hak’la olan bağlantısının bilinmesi ve Risâle fi’l-Fark,
(mevâtın), her bir kısmın hükümlerinin daha sonra işaret edeceğimiz üzere, bu iki Kitâbhane-i Mar‘aşî
ayrıntılarının kendileriyle olan ilişkisi bağlantıdan bilinmesi mümkün olanlar ve 12461, 58b
ve bunun yeri, bu nispet ve eserlerle olmayanlar. Bu ilkeler, yani metafiziğin
ortaya çıkan vasıflar, tâlî isimler ve ilkeleri ve ayrıca meseleleri hakkında
benzeri şeylerdir. Bunların tamamı iki bilgisi olmayan kimse, hakikatin yüzü
şeye dönüktür: Hakk’ın âlemle ve âlemin ve doğru ona görününceye dek, onları
onların hakikatine vâkıf olan âriften
77