Page 263 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 263
isimlerin hükümlerini birbirinden ayırt Konevî, Hakk’ın mekândan tenzihiyle ilgili
etmekten ibarettir”. 26 olarak yine bir âyet muvacehesinde şunları
söylemiştir: “Hakk’ın mekân yüksekliğinden
Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi’nin girişinde,
“Allah’ın güzel isimleri vardır, bunlar ile O’na tenzihi açıktır, çünkü O’nun mekânı
dua ediniz.” (Araf, 7/108) âyetini zikretmiş yoktur. Mekânet yüksekliğinden tenzihi
ve tenzihle ilgili şu yorumları yapmıştır: ise eğer Hak, bir mekânette olsaydı onunla
“Mukaddes zât hakkında asıl olan şey sınırlanmış olur ve Hakk’ın yüceliği de o
sıfatlardan soyutlanmak ve münezzehliktir. şey ile ve o şey açısından sabit olurdu. Bu
Bunun nedeni O’nun sıfatlarla mevhum ortaklıktan dolayı Allah, ‘Yüce
sınırlanmaktan mutlaklığı ve âlemden rabbinin adını takdis ve tenzih ederek an.’ (A’lâ,
müstağnîliğidir. Bunun yanı sıra her isim ve 87/1) buyurmuştur. Şöyle ki herhangi bir
sıfat, herhangi bir var olanı gerektirir. Söz kimse için bir yücelik vehmedilip bu, kişinin
konusu var olan ancak bu isim vasıtasıyla kendi inancına göre Hakk’a izafe edildiğinde
zuhur edebilir.” 27 Hak o şeyden münezzehtir. Bundaki sır
şudur: Hak, taayyün eden şeylerde taayyün
Konevî, “Allah” kelimesinin hangi kökten etmiş değildir. Duyusal işaret Hak’tan
türediğiyle ilgili bazı görüşleri aktarırken nefyedildiği gibi aklî işaret de O’ndan
“Lâhe/yelûhu” kelimesini de ele almıştır. nefyedilir. Hak, beraberlikten veya mekânet
Bunun anlamı perdelenmek demektir. yüksekliğinden anlaşılan şeyden kaynaklanan
Binâenaleyh Allahu Teâlâ kibriyâsının (yaratıkları ile arasında) ortaklık vehmini
örtüsüyle ve azametinin kemâliyle beşerî verecek her şeyden münezzehtir. Hak,
akıllardan ve fikrî idrak araçlarından ve ilim yüceliğini sınırlayan özel bir mekân ile
açısından kuşatılmaktan perdelenmiştir. mukayyet olmadığı gibi insanların iki
“Gözler O’nu idrak edemez, O onları idrak eder. yücelikten anladıkları şeyden de mukaddes
O latîf ve habîrdir.” (En’am, 6/103). Diğer ve münezzehtir.” 29
bir görüşe göre Lâhe/yelîhu kelimesinden
türemiş olması durumunda kelimenin Konevî, el-Mecîd ismini açıklarken bu
“yükseldi” anlamına gelmesi nedeniyle ismin şeref, yücelik ve niteleyen herkesin
gerçek yükseklik Hakk’a aittir. Yüksekliği nitelemesinden, herkesin tesbihinden ve
veren olduğu için mekân ve mekânet tenzih eden herkesin tenzihinden daha yüce
yüksekliğiyle sınırlanmaktan mutlaktır. olmak mânalarına geldiğini ifade etmiştir.
Dolayısıyla O, yükseklik ve yüksek olandır. Konevî’ye göre “Hakk’ı niteleyen herkes
Zâtî yükseklik ve kendisinin dışındaki belirli bir özellik ile kalır; Hak ise kendisini
bütün yaratıklarına karşı üstünlük, bizzat ve o özellikten tenzih eder. Hakk’ın kendisini
mertebe olarak Allah’a aittir. 28 bu nitelikten tenzih etmesi, bu özelliğin
ona ait olup olmaması cihetinden değil,
26 Sadreddin Konevî, Vahdet-i Vücûd ve Esasları, (çev. Ekrem Demirli), İz Yay., İstanbul 2004,s. 71.
27 Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 15.
28 Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 39.
29 Konevî, Fusûsu’l-Hikem’in Sırları, s. 32-33.
261