Page 258 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 258

Allah, “Nerede bulunursanız” buyurarak     velîlerden, tahkik ehlinin büyüklerinden
                                       orada veya başka yerde bulunmakla          nâdir kişiler dışında kimsede olmaz. Söz
                                       hasredilmiş olmamaktadır. Bu yüzden        konusu nâdir kullar bu vasıtasızlık cihetiyle
                                       ben diyorum ki diyor Konevî: “Hak her      özel bir sûrette duyarlar.” 13
                                       taayyün edende mutlak ve gayr-i müteayyin   “Nerede olursanız, O sizinle beraberdir.”
                                       olarak taayyün etmiştir. Bu yüzden Allahu   Allah zamandan ve mekândan münezzeh
                                       Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Üç kişinin gizli   olduğu hâlde kendisini kulları ile beraber
                                       konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş   mekânlara dahil etmiştir. Hz. Peygamber
                                       kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı O’dur.”   de şöyle buyurmuştur: ‘Muhakkak ki kul
                                       (Mücâdele, 58/7). O’nun künhünü tam        namaz kılmaya kalktığında Allah onun vechi
                                       olarak tanımak mümkün değildir. Nitekim    karşısında durur.’ Bu gibi ifadeler kitap ve
                                       Allahu Teâlâ, “İnsanlar ilimle O’nu ihata   sünnette çokça bulunur.” 14
                                       edemezler.” buyurmuştur... O’nu ilimle
                                       ihata etmenin nefyedilişi ihatanın mümkün   Konevî yine Hakk’ın vasıtasız irtibatını
                                       olmamasındandır.” 12                       işaret eden “Hiçbir canlı yoktur ki onun
                                                                                  alnından tutmuş olmasın.” (Hûd, 11/56)
                                       Konevî varlıkların Hak Teâlâ ile vasıtalı   âyetini şöyle yorumlamıştır: Bundaki sır
                                       ve vasıtasız olmak üzere iki irtibat tarzı   vasıta ve sebeplerin dikkate alınmayışıdır.
                                       olduğunu söylemiştir. Buna göre vasıtasız   Burada hiçbir el, sıfat veya başka bir şey
                                       irtibat Hakk’ın eşya ile maiyeti zâtî olarak   zikretmeden, tutmayı zâtın aynı olan
                                       her şeyi zâhir ve bâtınıyla kuşatması      hüviyete izafe etmiştir. Bu, orta derecedeki
                                       cihetindendir. Şu âyetler buna birer       muhakkiklerin müşâhedesidir... Fiil aslında
                                       örnektir: “Nerede olursanız olun, O sizinle   birdir ve Hakk’ın eseridir. Herhangi bir
                                       beraberdir.” (Hadîd, 57/4), “Gizli gizli konuşan   başkasının mahiyeti açısından fiilde tesiri
                                       üç kişi yoktur ki dördüncüleri O olmasın; beş   yoktur. 15
                                       kişi yoktur ki altıncıları O olmasın. Bundan
                                       az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa   Allah’ın kullara yakınlığını ifade eden
                                       bulunsunlar mutlaka Allah onların yanındadır.”   kavramlardan biri de muhabbettir.
                                       (Mücâdele, 58/7), “Biz insana şah damarından   Konevî’ye göre “Allahu Teâlâ kendisini bilen
                                       daha yakınız.” (Kâf, 50/16), “Dikkat edin! O,   âriflerin yöneldiği ve alimlerin cemâline
                                       her şeyi kuşatmıştır.” (Fussılet, 41/54). “Hak   âşık olduğu gerçek sevilendir. Binaenaleyh
                                       ile vasıtasız irtibat ciheti her varlık için   hepsinin O’na karşı sevgisi ziyadeleşmiş,
                                       sabittir. Şu kadar var ki insanların çoğu   O’na dair şevk ve arzuları güçlenmiştir.
                                       bunu bilmez. Allah’tan vasıtasız alma kapısı   Allahu Teâlâ şöyle buyurur: “İman edenler ise
                                       onlara açılmaz. Böyle bir durum nebîlerden,   en çok Allah’ı severler.” (Bakara, 2/165).” 16



                                       12 Konevî, Kırk Hadis Şerhi ve Tercümesi, s. 74.
                                       13 Konevî, Kırk Hadis Şerhi ve Tercümesi, s. 161-162. Ayrıca bkz. Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 232.
                                       14 Sadreddin Konevî, Fusûsu’l-Hikem’in Sırları (çev. Ekrem Demirli), Kapı Yay., İstanbul 2015, s. 149-150.
                                       15 Konevî, Fusûsu’l-Hikem’in Sırları, s. 79.
                                       16 Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 38.







                                                                              256
   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262   263