Page 257 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 257

göre perde, âlemin zâhiri ile kulun bâtını   dönüşleri de O’nadır. Çünkü Mele-i A’lâ
                 arasında bir engeldir. Hak, perde bunun     Hakk’ı talep ettiği gibi süflî âlemler de O’nu
                 farkında olmasa bile daima perdenin bâtını   talep ederler. ‘Her nerede olurlarsa olsunlar
                 için zâhir, kevnden ibaret olan zâhiri için ise   Hak onlarla beraberdir.’ (Hadîd, 57/4) ‘Biz O’na
                 bâtındır.” 6                                şah damarından daha yakınız.’ (Kâf, 50/16)” 9
                                                             Dualara icabet bağlamında Konevî bu
                 Konevî, bu âyeti el-Kerîm ismini açıklarken
                 de yorumlamıştır. Buna göre “Bu ismin       âyeti şöyle yorumlamıştır: “Hakk’ın kulun
                 genel eserlerinden birisi de hükümleri farklı   icabetine yakınlığı kulun bizzat kendisinin
                 ve cihetleri birbirine zıt olsa da mukaddes   icabetine yakınlığı gibidir. Nitekim Hak bu
                 zâtın bütün neredelik mertebelerini ve      yakınlığı şu âyetiyle nitelemiştir: “Biz ona
                 onların derecelerini ihata etmesidir. Bunun   şah damarından daha yakınız.” Böylece Hak,
                 nedeni yaratıklardan zorluğu gidermek ve    kuluna yakınlığını bizzat kendine yakınlığına
                                                                          10
                 onları seçimlerinde, teveccühlerinde ve     benzetmiştir.”  Diğer taraftan Konevî
                 yönelişlerinde serbest bırakmaktır. Böylece   bu âyetle ilgili olarak Hakk’ın (hâricî)
                 onlar her nereye yönelirlerse yüzleri Hakk’a   yaratılıştan önce (eşya ile Hak arasındaki)
                 döner. Şâyet onlar kendi hevâlarına tâbi    ittihat makamında olduğu gibi ebedî olarak
                 olsalar bile Hakk’ın vechinden hâlî kalmazlar   da eşya ile beraber olduğunun sırrı olduğunu
                 çünkü ‘Her nereye yönelirseniz Hakk’ın      ifade etmiştir. Ayrıca Hak her nerede, ne
                 vechi oradadır.’ (Bakara, 2/115).”  Başka bir   hâlde ve durumda olursa olsun her şey ile
                                             7
                 bağlamda Konevî yine bu âyetle ilgili olarak   beraberdir ve O, dua ettiğinde dua sahibinin
                                                                               11
                 Hakk’ın vechinin kulun kendisine yöneldiği   duasına icabet eder.
                 her yönde bulunduğunu ifade etmiştir.       Allahu Teâlâ’nın kullara yakınlığıyla ilgili
                 Fakat “Bununla beraber kul yönü bildiği     olarak şu âyetleri Konevî’nin yorumlarında
                 halde namazında Kâbe’nin dışında başka bir   takip edelim: “Nerede olursanız olun, O sizinle
                 yere yönelmiş olsa namazı makbul değildir.   beraberdir.” (Hadîd, 57/4) “Dikkat edin ki Allah
                 Çünkü Allahu Teâlâ kendisine namaz          (ilmiyle ve kudretiyle her şeyi kuşatmıştır.” (
                 esnasında özel olarak Kâbe’ye yönelmeyi     Fussılet, 41/54). Allah her zerrenin ve daha
                 farz kılmıştır. Şâyet kul namazdan başka bir   küçük olanın zâhirini bizzat kuşattığını yine
                 ibadette dilediği herhangi bir yöne yönelirse   her şeyin bâtınını ona yetecek özelliğiyle
                 bu ibadeti makbuldür.” 8                    ihata ettiğini belirtmektedir. Bir şey ile
                                                             beraber olanın onun zâtını sınırlayacağında
                 “Her şey O’nun kabzasındadır; varlıkları
                 Allah’tandır; kâim oluşları Allah           şüphe yoktur. Çünkü beraber bulunan
                 sayesindedir, ortaya çıkışları O’ndandır ve   birlikte bulunduğunu sınırlar. Bu yüzden


                 6 Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 134.
                 7 Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 145.
                 8 Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 197.
                 9 Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 30.
                 10 Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi, s. 148.
                 11 Konevî, İlahi Nefhalar (çev. Ekrem Demirli), Kapı Yay., İstanbul 2015, s. 292-293.







                                                            255
   252   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262