Page 256 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 256
yerde olanların hepsi O’na aittir. Dikkat edin işler mânasına gelmez. Onlar her ne kadar bu
O’na dönücüdür.’ (Şûrâ, 42/52-53) âyeti ile bunu yöntemi tanımıyorlarsa da onlardan başka
bildirmiştir.” 1 tanıyan hatta müşâhede edenler vardır.
Hatta bulunan bu irtibat keşf ve şeriatle
Yine tenzih ve ilahi maiyyet dengesini 3
gözeterek Hz. Musa’nın Tûr dağında de sabittir.” Burada Konevî çok veciz bir
yaşadığı hadiseyi ele alan Konevî’ye göre şekilde tasavvuf ve felsefe arasındaki yöntem
Allah, ateşte ve ateşin çevresinde tecellî farkına değinmiştir. Buna göre salt akılla
etmiştir. Halbuki O, mekân ve cihetten Allah’ı tanımak mümkün değildir. Şeriat
mukaddestir; mazharlarda ve onlarda ve keşfi de bunun karşısında zikrederek
tecelliyle sınırlanmaktan münezzehtir. felsefenin bunlardan uzak kaldığına işaret
Konevî bunu Musevî tecellî olarak etmiştir.
isimlendirmekte ve “Ateşin yanındaki ve Konevî’ye göre “İnsan bütün tasavvurlarında
çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin ve vehim mahallerinde edebi takınmalıdır.
rabbi olan Allah, her türlü noksanlıktan Çünkü Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:
uzaktır!” (Neml, 27/8) âyetini şu şekilde ‘Her nereye yönelirseniz Allah’ın vechi oradadır.’
yorumlamıştır: Hakk’ın her şeyle beraber (Bakara, 2/115). Bir şeyin vechi o şeyin
olduğunu kendisi haber verdiği için, insanın zâtı ve hakikati demektir. Hak Teâlâ şunu
kendi aklına göre hüküm vermemesi belirtmiştir: Kul her nerede bulunursa veya
gerekir. Çünkü başkası bunları bulmuş ve kul her ne tarafa yönelirse Hakk’ın vechi
müşâhede etmiş olabilir. Yani bir kimse yöneldiği yerdedir. Gerçi akıl, böyle bir şeyi
2
sahip olmadığı bir bilgiyi mutlak mânada inkar eder, bunun nedeni Hakk’ın belirttiği
reddetmemelidir. Belki başkaları bu bilgiye konuda aklın eksikliğidir.” Yine bu âyet
4
sahip olmuş olabilir. Konevî’nin akla göre Konevî’ye göre Hakk’ın ihatasına, zâtî
hüküm verenlerle filozofları kastettiği maiyetine ve mutlaklığının sırrına dikkat
söylenebilir. Hakk’ın varlıklarla vasıtasız çekmektedir. 5
irtibatını anlattığı bir bağlamda filozofların Konevî başka bir bağlamda bu âyetle ilgili şu
böyle bir bilgiyi inkar ettiklerini belirtmiştir. yorumu yapmıştır: “Âlemin zâhiri Hakk’ın
Filozoflara göre “Hak ile varlıklar arasında ez-Zâhir isminden zâhirliğinin mazharlarıdır.
sebep ve vasıta cihetinden başka bir Binaenaleyh Hak kuşatıcı tahkik sahibine
irtibat yoktur.”Konevî’ye göre onlar bu göre âlem cihetinden zâhir olandır. Âlem
hükümlerinde hatalıdırlar. “Kendilerinin ise özel bir yönle sınırlanmaksızın Hak
bu yolla idrake erememiş olmaları bunun tarafından ihata edilmiştir. ‘Her nereye
sabit olmadığını gerekli kılmaz. Çünkü yönelirseniz Allah’ın vechi oradadır.’ (Bakara,
bir şeyi bulamamak onun bulunmadığı
2/115). Çünkü O, her şeyi ihata eder. Buna
1 Sadreddin Konevî, Fâtiha Suresi Tefsiri (çev. Ekrem Demirli) İz Yay., İstanbul 2009, s. 352.
2 Sadreddin Konevî, Tasavvuf Metafiziği (çev. Ekrem Demirli), İz Yay., İstanbul 2009, s. 57.
3 Konevî, Kırk Hadis Şerhi ve Tercümesi, (Tahkik ve Tercüme: H. Kâmil Yılmaz), MEBKAM, İstanbul 2010, s. 163.
4 Sadreddin Konevî, Esmâ-i Hüsnâ Şerhi(çev. Ekrem Demirli), Kapı Yay., İstanbul 2014, s. 71.
5 Sadreddin Konevî, Fâtiha Suresi Tefsiri, s. 372.
254