Page 19 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 19

Kâtip Çelebi’nin (ö. 1067/1657) ifadelerine göre Metâliu’l-

                     envâr (mantık bölümü) yazıldığında hem mantık

                 üstatlarının hem de öğrencilerinin eseri kopya ederek
             medreselere dağıttıklarını ve mantığa dair temel ders kitabı

                olarak okuttuklarını belirtir. Üzerine yazılan en önemli

                şerh, Kutbüddin er-Râzî’nin (ö. 766/1365) Levâmiu’l-esrâr
                fî şerh-i Metalii’l-envâr’ı iken, bu şerhe yazılan en önemli

              haşiye de Seyyid Şerîf Cürcânî’nin (ö. 816/1413) haşiyesidir.



             Kâtip Çelebi’nin (ö. 1067/1657) ifadelerine   amillerden biri, farklı bilim merkezlerindeki
             göre Metâliu’l-envâr (mantık bölümü)        yaygınlığı ve üzerine yazılan nitelikli şerh ile
             yazıldığında hem mantık üstatlarının        haşiyelerin çokluğudur. O halde içtenlikle
             hem de öğrencilerinin eseri kopya ederek    söyleyebilirim ki, XIII. yüzyıldan itibaren
             medreselere dağıttıklarını ve mantığa dair   Kahire, Şam, Bağdat, Konya ve özellikle
             temel ders kitabı olarak okuttuklarını      İstanbul medreselerinin üstatlarını metodik
             belirtir. Üzerine yazılan en önemli şerh,   açıdan yetiştiren önemli eserlerden biri ister
             Kutbüddin er-Râzî’nin (ö. 766/1365)         şerh ve haşiyeleri vasıtasıyla ister doğrudan
             Levâmiu’l-esrâr fî şerh-i Metalii’l-envâr’ı iken,   olsun, Metâliu’l-envâr’dır.
             bu şerhe yazılan en önemli haşiye de Seyyid
             Şerîf Cürcânî’nin (ö. 816/1413) haşiyesidir.
             Bu iki eser, Osmanlı’nın son dönemine       Sirâceddin Urmevî, Konya’da otuz
             kadar el yazmaları ve taş baskılarla sürekli   yıl kadılık makamında bulunan
             çoğaltılmış ve Osmanlı medreselerinde en    bir isimdir. Kendi eserlerinden
             üst metodoloji kitabı olarak okutulmuştur.   ve dönemin tarih kitaplarından
             Metâliu’l-envâr’ın müstakil olarak mantık   diplomatik görevlerde bulunduğunu,
             bölümünü içeren risaleleri araştırmaya      Eyyûbî ve Anadolu Selçuklu
             başladığımda dünyanın her bölgesinde        hükümdarları nezdinde saygın bir
             mutlaka bir nüshasının bulunduğunu          konumu olduğunu anlıyoruz. Aynı
             gördüm. Üzerine yazılan şerh ve haşiyeler   zamanda fıkıh, kelam, mantık ve
             bundan daha fazlaydı ve her biri tanıdık    felsefe alanında önemli eserleri
             çok farklı isimler tarafından kaleme        yazdığını ve sayısız öğrenci
             alınmıştı. Erbabının malumudur, klasik      yetiştirdiğini ifade edebiliriz. Bu
             bir eserin değerini belirleyen en önemli    çerçevede Urmevî’nin Konya ilim








                                                        17
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24