Page 29 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 29
SİRÂCEDDİN URMEVÎ’NİN
ENTELEKTÜEL BİYOGRAFİSİ
ELMİN ALİYEV
Mantık, felsefe ve usûl eserleriyle ünlü Evhadüddin Kirmânî’yi (ö. 635/1238) görmek
İbn Sînâ şârihi, Eş’ârî mütekellim ve Şâfiî için Kahire’den Anadolu’ya geçtiği ve Sultan
fıkıh âlimi sıfatlarıyla anılan Urmevî’nin Alâeddîn Keykubad (ö. 634/1237) tarafından
tam adı, eş-Şeyh el-Kâdî Sirâceddin Ebü’s- izzetle karşılanıp Malatya kadısı ve müderris
Senâ Mahmûd b. Ebî Bekir b. Ahmed el- olarak atandığı zikredilir. Fakat menkıbevi
Urmevî el-Konevî el-Şâfiî’dir. Çocukluk ve özellik arzeden bu bilgilerin gerçeği yansıtıp
ilk gençlik dönemleriyle ilgili ayrıntılı bilgi yansıtmadığı tartışmaya açıktır.
bulunmamaktadır. Tabakat kitaplarında 1240’lı yıllara gelindiğinde Urmevî’nin bir
594/1197-1198 yılında Urmiye’de doğduğu taraftan telif ve tedris faaliyetiyle meşgul
kaydedilir. Geç dönem bio-bibliyografik olduğu diğer taraftan ise bürokraside yer
kaynaklardaki ve çağdaş araştırmalardaki genel edindiği görülür. Onun çeşitli hükümdarlar
kanı, ilk tahsilini doğduğu şehir olan Urmiye’de tarafından vazifelendirildiği resmi görevlerini,
aldığı yönündedir. Genç yaşta Musul’a seyahat diplomatik elçilik faaliyeti ve kadılık şeklinde
edip, 608/1211 yılı sonrasında el-Medresetü’l- ikiye ayırmak mümkündür. Bu hususta
Alâiyye’de ve/veya 620/1223 sonrasında el- işaret edilen ilk görevi, Eyyûbî hükümdarı
Medresetü’l-Bedriyye’de Kemâleddin Mûsâ el-Melikü’s-Sâlih Necmeddin (ö. 647/1249)
b. Yûnus el-Mevsılî’den (ö. 639/1242) aklî ve tarafından II. Frederick’e elçi olarak
naklî ilimleri okudu. Musul’da ne kadar kaldığı gönderilmesidir. II. Frederick’e bir mantık eseri
veya başka bir şehre gidip gitmediği meçhul sunduğu aktarılan Urmevî’nin, felsefî ilimlere
olmakla birlikte, Eyyûbî hükümdarı el-Melikü’l- (el-ulûmu’l-hikemiyye) düşkün olan İmparator
Kâmil (ö. 635/1238) döneminde Kahire’de tarafından uzun bir süre (müddeten tavîleten)
bulunduğu ve tıpkı arkadaşı Efdaluddin ağırlandığı ve bu durumun el-Melikü’s-Sâlih
Hûnecî (ö. 646/1248) gibi a’yândan sayıldığı ile İmparator arasında son derece olumlu
kesindir. Letâifü’l-hikme’deki kendi ifadeleri, ilişkiler (meveddeten azîmeten) doğurduğu
onun el-Melikü’l-Kâmil nezdindeki saygın vurgulanmaktadır.
ulemâdan olduğuna ve hükümdarın huzurunda
gerçekleştirilen ilmî toplantılara katıldığına Hohenstaufen Saray’ında geçen dört yılın
işaret etmektedir. Yine bu yıllarda Şeyh ardından tekrar Kahire’ye dönen Urmevî’nin
27