Page 33 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 33
Bunlardan birincisi, ele aldığı eserlerin içeriğine yetkinliği”dir. Nefs, beden ve onun bir kısmı
ilişkin bazı müdahelelerde bulunmasıdır. olmadığı gibi cisim ve cisme ait bir şey de
Örneğin, Metaliu’l-envâr ve Beyânü’l-hakk’ta değildir. Nefs, bedenin kısımları üzerinde
Râzî’nin el-Mebâhis ve el-Mülahhas’ındaki genel ihtiyarî ve doğal bir hareketle tasarruf sahibi
kavramlar sistemi takip edilmekle birlikte, olan bir cevherdir. Urmevî, felsefî içerikli
umûr-ı âmmenin genelliğinin nispeti ve genel eserlerinde “aklî cevherlerin sonuncusu”
kavramların önceliğine ilişkin açıklamalar şeklinde de açıkladığı nefsin varlığının bedenin
konusunda Urmevî’nin yaptığı özgün katkıdan ölümünden sonra devam edeceği görüşünü
bahsedilebilir. Aynı şekilde yarım kalan kabul etmektedir. Zira beden, nefsin var
Letâifü’l-Gıyâsiyye’den hareketle kaleme aldığı olmasının şartı olmayıp, onun yetkinleşmesi
Letâifü’l-hikme’de Râzî’nin görüşlerini Fârâbîci için bir araç işlevi görmektedir.
bir mecraya çektiği görülür. İbn Sînâcı bir bakış açısıyla nefsi; nebatî,
İkinci husus, sistematik bir telif tarzına sahip hayvanî ve insanî/nâtık şeklinde üçe ayıran
olmasıdır. Şemseddin es-Semerkandî, İbn Urmevî bunlardan her birinin çeşitli güçlerle
Sînâ’nın Şifâ’sına ve Hûnecî’nin Keşfü’l-esrâr’ına donandığı kanaatindedir. Nebatî nefse;
karşılık Urmevî’nin telif tarzının daha kurallı/ beslenme, büyüme, üreme ve şekil verme
sistematik olduğunu belirtmektedir. Bu husus biçiminde dört güç tahsis etmesi ile İbn
Urmevî’nin kendisi de dahil olmak üzere İbnü’n- Sînâ’dan ayrılıp Râzî’yi takip etmiştir. Hareket
Nakîb, Abdülvehhâb el-Kâşî, Rükneddin el- ve idrâk gücüne sahip olduğunu düşündüğü
Esterabâdî, Bedreddin et-Tüsterî, Şemsüddin hayvanî nefsteki iç idrâkler konusunda ise
el-İsfahânî, Kutbüddin er-Râzî, Seyfeddin Râzî’den daha ziyade İbn Sînâcı yaklaşıma
Ahmed el-Ebherî, İbn Mübârekşâh gibi bilginler sadık kalmıştır. Nâtık nefsin, nazarî (bilme)
tarafından şerhedilen, Alâüddin et-Tûsî’nin ve amelî (yapma) şeklinde ikiye ayrıldığına
kalemiyle Farsçaya çevrilen ve XIX. yüzyıla dikkat çeken Urmevî’ye göre heyûlânî akıl,
gelinceye kadar yüzden fazla hâşiyeye konu olan meleke halindeki akıl, bilfiil akıl ve müstefad
Metâliu’l-envâr’ın, İslâm medrese geleneğindeki akıl şeklinde dört nazarî akıl mertebesinden
en temel mantık kitaplarından birine bahsedilebilir. Amelî akıl ise, iyi ve kötü
dönüşmesinin sebepleri arasında zikredilebilir. olmaları hasebiyle insan eylemlerine ilişkin
yargıları belirlemektedir.
Psikolojisi ve Amelî Hikmet Urmevî’nin nefs hakkındaki görüşlerini
Yaklaşımı Metaliu’l-envâr, Beyânü’l-hakk ve Şerhu’l-İşârât
gibi farklı eserleri üzerinden takip etmek
İnsan, hayvan ve bitkilerin cisim olmak mümkünse de ahlâk ve siyaset konularını
bakımından ortaklık içerdiklerine, fakat bir bütün olarak ele aldığı tek eseri Letâifü’l-
insanlık hayvanlık ve bitkilikte farklılık hikme’dir. Müellife aidiyeti kesin olan tek
gösterdiklerine dikkat çeken Urmevî bunun Farsça eser olma özelliği taşıyan Letâifü’l-hikme,
nedeninin nefs olduğu kanaatindedir. Çeşitli Râzî’nin yarım kalan Letâifü’l-Gıyâsiyye’sini
veçhelerine göre “güç”, “suret” ve “yetkinlik” tamamlamak üzere kaleme alınmıştır. Fakat
olarak adlandırılması mümkün olan nefs, tasnif ve muhteva itibariyle Urmevî’nin yaptığı
en genel ifadesiyle “doğal organik cismin ilk
31