Page 34 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 34
bazı tercihler eseri İslâm ahlâk literatürü menzil) ilişkin meseleleri dışarıda bırakmaya
açısından farklı bir konuma taşımıştır. çalışmış, bunların büyük bir kısmının esasında
fıkıh kitaplarının konusu olduğunu vurgulamıştır.
Bir bütün olarak bakıldığında Letâifü’l-hikme’nin
en önemli özelliği, Fârâbî’nin medenî ilimler
tasnifini yansıtmasıdır. Kimi araştırmalarda Metafizik ve Kelâm Tartışmasındaki
da vurgulandığı üzere Fârâbî’nin ilimler tasnifi Yaklaşımı
Aristocu, dolayısıyla da İbn Sînâcı çizgiden
farklılaşmaktadır. Amelî felsefeyle ilgili İslâm düşünce tarihinde Urmevî’nin sık sık
bilimleri medenî ilimler başlığı altında sıralayan hatırlanmasını sağlayan bir diğer mesele
Fârâbî’yi farklı kılan iki önemli nokta vardır. metafizik ve kelâmın konularına ilişkin
Bunlardan ilki, ev yönetimini medenî ilimlerin “aykırı” tutumudur. Genel olarak İbn Sînâ’nın
dışında bırakması, ikincisi ise medenî ilimlerin Şîfâ’sına dayandırıldığı düşünülmekle birlikte
kapsamını, fıkıh ve kelâmı da içine alacak Urmevî’nin ilgili görüşlerinin Fârâbî’nin
biçimde genişletmesidir. Bu itibarla, İhsâü’l- medenî ilimler taksimiyle de ilişkili olduğu
ulûm’da yer verilen medenî ilimler şeması ahlâk, ifade edilebilir. Söz konusu taksimde ahlâk ve
siyaset, fıkıh ve kelâm şeklinde dörtlü bir taksimi siyaset birbiriyle doğrudan bağlantılı iki ilim
yansıtır. olarak ele alınırken, fıkıh ve kelâmın bunlarla
ilişkisine dair İhsâü’l-ulûm’da herhangi açıklama
Urmevî söz konusu şemayı esas almış bulunmamaktadır. Kitâbü’l-Hurûf’ta yapılan
görünmektedir. Fakat bu ilimlerin tamamını açıklamalarda ise bu ilişkinin niteliği, pratik
medenî ilimler adı altında sıralamayı değil, uygulama alanından daha ziyade metafizik
ilmî ve amelî hikmet şeklinde ikiye ayırmayı düzlemde ele alınmakta, kelâm ve fıkhın tümel
tercih etmiştir. Bununla ilgili herhangi bir ilkelerini felsefeden aldığı belirtilmektedir.
açıklamada bulunmasa da Urmevî’nin amelî İkna ve tahayyüle dayalı farklı anlatım yöntemi
hikmet konularına ilişkin yeni bir yazım tarzı izlemelerine ve farklı kaynaktan beslenmelerine
geliştirmeye çalıştığı ifade edilebilir. Temel rağmen kelâm ve fıkhın felsefî ilimlerle aynı
hareket noktası Gazzâlî’nin “farz-ı ayn” ilimler çatı altında mütalaa edilmesi ise toplumsal
anlayışı olan bu yaklaşım, Fârâbîci bakış açısına uygulama yönleri itibariyledir.
ve İhyâ’daki hikayelere dayanarak Ahlâk-ı
Nâsırî’deki felsefî ahlâk tasnifini yeniden Dinî ilimlerin felsefenin serencamına teslim
ele almaktan ibarettir. Nitekim eserin ilk edildiği bu ifadelerin Urmevî’nin görüşleri
bölümü basit düzeyde bir ilmihal özelliği çerçevesinde akla getirdiği ilk şey, Risâle
arzederken ikinci bölümü, Nasîrüddin Tûsî fi’l-fark beyne mevzû‘ayi’l-ilmi’l-ilâhî ve’l-kelâm
tarafından son şekli verilen felsefî ahlâk yazım adlı risâledir. Urmevî burada, felsefî ilimlerin
tarzının ilk uygulamalarından biri olarak üst çatısı olan metafiziği kelâmın üzerinde
değerlendirilmektedir. Bölüm taksimindeki konumlandırmış, bu nedenle de Cürcânî’nin
bu benzerliğe rağmen Urmevî, içerikte Ahlâk-ı tabiriyle “filozofların artıklarıyla beslenen
Nâsırî’den ziyade Gazzâlî’nin İhyâ’sını temel filozof bozuntusu (mütefelsif)” şeklinde
referans olarak kullanmıştır. Dahası, Fârâbî’yi ağır eleştirilere maruz kalmıştır. Metâliu’l-
anımsatan bir yaklaşımla ev idaresine (tedbîr-i envâr’ın en önemli hâşiyelerinden birinin
müellifi olan Cürcânî, konuyla ilgili sert
32