Page 85 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 85

SİRÂCEDDİN URMEVÎ’YE GÖRE


             ALLAH’IN VARLIĞININ DELİLLERİ





             HATİCE TOKSÖZ





             Sirâceddin Urmevî (ö. 682/1283),             için de zayıf, hatta yetersiz kabul edilmesi
             Anadolu Selçuklu Devleti’nin önde gelen      mümkün olduğu söylenmelidir.
             düşünürlerinden biridir. Hayatı ile ilgili bilgi   Urmevî ise Allah’ın varlığının ispatına ilişkin
             veren kaynaklar, Urmevî’nin aklî ve naklî    tartışmaya İbn Sînâ’nın el-İşârâtve’t-tenbîhât
             ilimlerde oldukça mahir bir âlim olduğundan   adlı eserine yazmış olduğu Şerhu’l-İşârâtve’t-
             bahsetmektedir. Urmevî’nin bu niteliği       tenbîhât adlı şerhinde, Letâ’ifü’l-hikme ve
             Letâ’ifü’l-hikme, Metâli’u’l-envâr, Beyânü’l-hakk,   Risâle fi’l-Fark beyne mevzû‘ayi’l-ilmi’l-ilâhî ve’l-
             Şerhu’l-İşârâtve’t-Tenbîhât ve Lübâbü’l-Erbâ’în   kelâm adlı eserlerinde çeşitli delillerle katkı
             gibi eserlerinde açıkça görülmektedir. Zira   sağlamaktadır.
             bu eserlerinde İslam düşüncesinde tartışılan
             meselelere ilişkin görüşlerini özgün bir şekilde   Letâifü’l-hikme adlı eserinin teorik hikmet
             ortaya koymaktadır. Urmevî’nin zikredilen    kısmında Tanrı’nın varlığı konusunu ele
             eserlerinde tartıştığı konulardan biri de    alan Urmevî, bilgileri temelde üç kısma
             Allah’ın varlığının kanıtlanmasına dair üretilen   ayırmaktadır. Bunlar; aklî bilgiler, naklî bilgiler
             delillerdir.                                 ve hem aklî hem de naklî olanlardır. Düşünür,
                                                          Letâifü’l-hikme’de Tanrı’nın varlığının ve O’nun
             Düşünce tarihinde teologlar ve filozoflar    varlığına ilişkin kanıtların bilinmesinin akıl
             tarafından Tanrı’nın varlığına ilişkin pek   ile ve aklî kanıtlama yoluyla olabileceğini
             çok argüman ortaya konulmuştur. Bu           söylemektedir. Zira o, Tanrı’nın varlığı
             argümanları varlık delili, imkân, hudûs, gaye   meselesinin Peygamber’in sözüne bağlı
             nizam delili, inayet ve ihtirâ delili şeklinde   olmadığını düşünmektedir. Çünkü Tanrı’nın
             zikretmek mümkündür. Tanrı’nın varlığını     varlığının kanıtlanması meselesi peygamberin
             kanıtlamaya yönelik üretilen bu deliller, her   sözüne bağlı olursa, bu durumda peygamberin
             ne kadar kesin bir kanıt niteliği taşımasa da   peygamber olarak varlığı da mutlak kudret
             ikna edici olabilmektedir. Çünkü üretilen    sahibi bir Tanrı’nın varlığına bağlı olacaktır.
             deliller, daha önce ileri sürülen bilimsel ve   Bu durum ise muhtemeldir ki sonucu
             tarihi teorileri destekleyip, Tanrı’nın varlığını   imkânsızlığa götüren bir kısır döngüye neden
             kanıtlamaya ilişkin yeni yöntemler üretilip   olur. Oysa Tanrı’nın varlığının ispatı ve hatta
             üretilemeyeceğini göstermektedir. Ayrıca     O’nun ilim, irade ve kudret gibi sıfatlarının
             bu deliller Tanrı’nın varlığına inanmayanlar
                                                          bilinmesi ancak aklî delillerle mümkündür.







                                                        83
   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90