Page 89 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 89
Urmevî, Letâifü’l-hikme adlı eserinde Tanrı’nın hikmetlerini
anlatmakta ve âlemdeki eşsiz mükemmelliğin de O’nun
varlığına delil olduğuna işaret etmektedir. Zira İslam
filozofları gibi Urmevî’nin de âlemi, ondaki var olan
eşsiz düzenden hareketle sanat eseri olarak tasvir ettiği
belirtilmelidir.
göre cisimlerin her birinin kendine özgü bir Urmevî, Letâifü’l-Hikme’de “tümel” şeklinde
niteliğinin olması durumu ihtisas gerektirir. nitelendirdiği bu altı delilin dışında, “tikel/
Çünkü bu varlıkların her birinin ortak cüz’î” olarak nitelendirdiği on delil zikreder.
niteliğinin cisim veya cismânî olması ve her Düşünür, tikel olarak zikrettiği bu delillerin
birinin kendine özgü niteliğinin ise Zorunlu Hz. Peygamber’in hadislerinden, Ebû
Varlık tarafından verilmiş olması gerekir. Hanife gibi bazı âlimlerin sözlerinden ve
şiir, hikemiyât literatüründen örneklerle
(V) Urmevî’ye göre bütün cisimler sonradan
var olmuştur. Şayet bu cisimler ezelî olmuş açıklamaktadır. Urmevî’nin zikrettiği bu
olsaydı, ezelde onlar için belirli bir mekân on delil içinde özellikle onuncu delilde
olurdu ve daima o mekânda bulunurdu. Oysa “Kendisini bilen Rabbini bilir” sözüne
cisimlerin sonradan meydana gelmiş olmaları, dayanarak yaptığı açıklama dikkat
onların mümkün varlık olduğunun bir delilidir çekmektedir. Nitekim o, muhakkik bilginlerin
ve onlar var olabilmek için Zorunlu Varlık’a kişinin kendisini bilmesinin Hakk’ı bilmesi
muhtaçtır. manasına geldiği ve bu bilmenin de Zorunlu
Varlık için bir delil kabul edilebileceği
(VI) Urmevî’nin zikrettiği altında delil ise görüşünden bahsetmektedir. Urmevî’ye
psikolojik olarak nitelendirilir. Buna göre göre bu, kişinin kendisi ile Zorunlu Varlık
insanlar günlük yaşamda bir mesele ile arasındaki farklılığın bir delilidir. İnsan
karşılaştıkları zaman, kendileri için dert kendisinin sonradan var olan bir varlık,
ve sıkıntı yaratan bu durumu bilen ve onu yani mümkün varlık olduğunu bildiğinde/
giderme güç ve kudretine sahip olan bir idrak ettiğinde Hakk’ın ezelî olduğunu
Zorunlu Varlık’a, yani bir Yaratıcı’ya dua etme bilir/idrak eder. Ayrıca insan kendisinin kul
ihtiyacı duymaktadırlar. Urmevî, insanların olduğunu ve kendisinde bulunan eksikliği
bu tür ihtiyacına Kur’an’da birçok ayette idrak ettiğinde Hakk’ın üstünlüğünü de idrak
işaret edildiğini ifade etmekte ve bu durumun etmiş olmaktadır. Dolayısıyla Urmevî, kişinin
da Zorunlu Varlık’ın varlığı için bir delil kendisini bilmesinin Hakk ile arasındaki
niteliğinde olduğunu söylemektedir. benzerlik değil, farklılık olduğunu ve O’nun
87