Page 88 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 88
ve varlığını sürdürebilmek için bir müessire ile bu toplamı meydana getiren tek tek
muhtaç olması şeklinde sıralar. 5 fertler toplamın dışında bir müessir fâil illete
muhtaçtır. Bu müessir fâil illetin ise Zorunlu
Urmevî’nin Letâifü’l-hikme’de varlığa dair geniş
bir şekilde sıraladığı ve kısaca yer verdiğimiz Varlık dışından başka bir varlığın olması
bu özellikler, akıl yürütme (nazar ve istidlâl) mümkün değildir. Urmevî’ye göre bu delil,
yoluyla Zorunlu Varlık’ın varlığı fikrine kısır döngü ve zincirlemenin batıl oluşunun
ulaştırmaktadır. Ancak Urmevî, Zorunlu kanıtlanmasına ihtiyaç duymaz. Bu sebeple
Varlık’ın varlığının delili için bu kadar kısa bir birinci delile göre daha kısa ve değerlidir.
akıl yürütme ile yetinmediği söylenmelidir. (III) Bu delilin hareket noktası, cismânî
Çünkü düşünür Letâifü’l-hikme’de detaylı âlemin hem bütün olarak hem de bu âlemin
bir şekilde aklî kanıtlama yöntemlerini içindeki bütün fertlerin imkân niteliğidir.
sıralar. Burada o, Zorunlu Varlık’ın varlığının Urmevî bu delilde, cismânî âlemi meydana
kanıtlanması meselesine ilişkin birçok tümel getiren fertlerin her birinin bir müessir fâil
(küllî) ve tikel (cüz’î) delillerin varlığından söz illete muhtaç olması durumunu ispatlamaya
etmektedir. 6 çalışır. Nitekim ona göre cismânî âlem,
cisimlerden oluşmuştur ve cisimlerin her biri
Urmevî’nin eserinde zikrettiği tümel deliller
şu şekilde sıralanabilir: 7 farklı bileşenlerden meydana gelmiştir ve
bölünebilir niteliğe sahiptirler. Bölünebilir
(I) Aklî olarak bir varlığın var olduğu cisimler bileşiktir ve bileşik varlıklar da kendi
bilinmektedir. Şayet var olan bu varlık parçalarına muhtaçtır. Bileşik olma niteliği de
Zorunlu Varlık olursa amaç gerçekleşmiştir. mümkün varlığın bir özelliğidir. Dolayısıyla bu
Ancak var olan Zorunlu Varlık değilse ve mümkün varlık da müessire muhtaçtır ki, bu
mümkün varlık olursa, bu varlığın bir müessir müessir olan varlık ise Zorunlu Varlık’tır.
fâile ihtiyacı vardır. Eğer bu müessir fâil
Zorunlu Varlık ise amaç gerçekleşmiştir, Bu üç delilde de Urmevî’nin hareket noktası,
ancak mümkün varlık olursa, onun da bir varlıkların zâtında bulunan imkân halidir.
müessire ihtiyacı söz konusudur. Bu durumun (IV) Bu dördüncü delilde ise hareket ilkesi
kısır döngü veya zincirleme yoluyla sonsuza varlıkların niteliklerinin taşıdığı imkân
kadar sürmesi imkânsızdır. Kısır döngü ve halini esas almaktadır. Ona göre âlemi
zincirleme ise batıldır. Dolayısıyla bu müessir meydana getiren cisimler kendileri hakkında
mümkün varlıklar silsilesinin bir Zorunlu verilebilecek her bir hüküm için eşit (mütesâvî)
Varlık’ta durması gerekir. mesafededir. Örneğin, yeryüzünün gökte,
(II) Aklî olarak var olduğu bilinen mümkün gökyüzünün yerde olması mümkündür. Yine
varlıklardan oluşan toplam (cümle-i mevcûdât) sıcak bir cismin soğut veya soğuk bir cismin
sıcak olması da mümkündür. Urmevî’ye
5 Urmevî, Letâifü’l-hikme, 31-33.
6 Kaya, “Bir “Filozof” Olarak Sirâseddin Urmevî”, 30.
7 Urmevî, Letâifü’l-hikme, 32 vd.; Kaya, “Bir “Filozof” Olarak Sirâseddin Urmevî”, 30 vd.
86