Page 220 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 220
Nefhatü’r-rûh ve vefatı üzerine Konya’yı terk edip Kenger’de kalır.
tuhfetü’l-fütûh, Pervaneoğulları’nın hâkimiyetinde Cendî’nin nerede ve ne zaman vefat
Müeyyid b. Mahmud bulunan Tokat ve Sinop’a giderek ettiği tam olarak bilinmiyordu. Ancak
b. Saîd es-Sûfî (1439- buralarda bir müddet kalır. Daha sonra Şerhu Fusûsi’l-hikem adlı eserin müstensih
82) Bağdat’a giden Cendî Abbâsî halifesi ile kaydında Cendî’nin vefat haberinin
görüşür ve Bağdat’ta Konevî’nin halifesi Tebriz’de 20 Zilhicce 711 yılı Cumartesi
olarak irşad faaliyetlerini sürdürür. Bu günü geldiği belirtilmektedir. Verilen bu
esnada 1283 yılında İbnü’l-Arabî’nin bilgiye göre Cendî’nin 711(1312) yılında
Mevâki’u’n-nücûm adlı eserini şerh eder. Tebriz’de vefat ettiği sonucu ortaya
Bağdat’ta bir müddet kalan Cendî, çıkmaktadır.
yeniden 1292 yılından önce Sinop’a
döner. Sinop’ta, Farsça bilen ve tasavvufa Cendî’nin sekiz adet eseri günümüze
alaka gösteren bir Türk hanım sultanın ulaşmıştır. Müellifin en önemli eseri
talebi üzerine tasavvuf ve ahlâka dair olarak kabul edilen Şerhu Fusûsi’l-hikem’in
Nefhatü’r-rûh ve tuhfetü’l-fütûh adlı eserini yanında diğer eserlerini; Nefhatü’r-rûh ve
kaleme alır. 1292 yılında Tebriz’de bu fuhfetü’l-fütûhel-Kasîdetü’l-lâmiyye, Şerhu
tarihten önce de Kazvin civarındaki Kasîde-i Lâmiyye, ZeylüKasîde-i Lâmiyye,
218