Page 225 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 225

SADREDDİN-İ KONEVÎ’NİN HAREZM TASAVVUF DÜŞÜNCESİNE TESİRİ:
                 KÜBREVÎ ŞEYHİ KEMÂLEDDÎN


                 HÜSEYİN EL-HÂREZMÎ’NİN MESNEVÎ

                 ŞERHİ ÖRNEĞİ


                  SÜLEYMAN GÖKBULUT







                 Kemâleddîn Hüseyin b. Hasan el-Harezmî (ö.
                 839/1435-36), Timurlular devrinde Harezm’de
                 yaşamış bir Kübrevî şeyhidir. 9./15. yüzyılın
                 başlarında kaleme aldığı Cevâhiru’l-esrâr
                 ve Zevâhiru’l-envâr adlı Farsça bir şerhin
                 sahibidir. Şârih bu eserinde ömrü vefâ
                 etmediği için Mesnevî’’nin sadece ilk üç
                 cildini açıklayabilmiştir. Fakat Cevâhiru’l-esrâr
                 yazıldığı döneme kadar İran kültür sahasında
                 yapılmış en kapsamlı Mesnevî şerhi sayılabilir.
                 Eserin en dikkat çekici yönlerinden biri
                 şerhe başlamadan önce, okuyacak kişilere
                 ilâhî sırların gizli kalmaması ve buradaki
                 yüce hakîkatlerin ve hikmetlerin tam bir    şerh ederken İbnü’l-Arabî (ö. 638/1240) ve    Karatay Medresesi
                 şekilde anlaşılabilmesi amacıyla yazılan    takipçilerinin eserlerinden yararlandıkları   (Selçuklu Dönemi 1250-
                 on adet mukaddimedir. Burada Harezmî,       mâlumdur. Harezmî’nin gerek şerhine yazdığı   1251) çini detayı
                 kendi tarikat silsilesindeki şahısların hayat   mukaddimelerin bazılarında gerekse şerh
                 hikâyelerinden, bazı tasavvufî kavramlardan,   içinde İbnü’l-Arabî’nin Fusûsu’l-hikem’ine,
                 farklı meşreb ve özelliklerdeki sûfîlerden,   Sadreddin-i Konevî’nin (ö. 673/1274) İ‘câzü’l-
                 hazerât-ı zâtiyye, hazerât-ı hamse ve       beyân fî te’vîli’l-ümmi’l-Kur’ân’ına ve Dâvûd-ı
                 âlemlerden, ilâhî isim ve sıfatlardan, mebde’   Kayserî’nin (ö. 751/1350) Matla‘u husûsi’l-kelim
                 ve meâddan, rûhun hakîkatinden ve çeşitli   fî ma‘âni Fusûsi’l-hikem adlı şerhine çokça atıf
                 mertebelerinden, usûl-i aşere’den, en sonunda   yaptığı, hatta bazen onlardan iktibaslarda
                 da muhabbetin hakîkati ve kısımlarından     bulunduğu görülmektedir. Harezmî’nin
                 bahsetmektedir.                             şerhine, aynen Fusûs şerhlerinde olduğu gibi,

                 Mesnevî şârihlerinin çoğunun “ulûhiyyet,    temel kavramları ve meseleleri ele aldığı
                 varlık ve mertebeleri, ilâhî isim ve sıfatlar,   bir girişle başlaması aslında onun tasavvuf
                 harfler ve ruh-beden ilişkisi” gibi vahdet-i   dünyasında Ekberî düşüncenin ne kadar
                 vücûd düşüncesiyle alâkalı bazı beyitleri   önemli bir yer tuttuğunun göstergesidir.







                                                            223
   220   221   222   223   224   225   226   227   228   229   230