Page 226 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 226

Varlık Mertebeleri

                                                                                  Merâtib-i Vücûd (Varlık Mertebeleri), Vahdet-i
                                                                                  Vücûd düşüncesinin üzerine binâ edildiği en
                                                                                  temel esastır. Bu mesele bilinmeksizin İbnü’l-
                                                                                  Arabî ekolünün Hakk’ın varlığı, âlemin ve
                                                                                  insanın yaratılışı, vahdet ve kesret ilişkisine
                                                                                  dair düşünceleri anlaşılamaz. Zira vahdet-i
                                                                                  vücûd, tek varlığın farklı mertebelerde
                                                                                  ta’ayyün ve tecellî etmesi ilkesinden hareketle
                                                                                  âlemdeki görülür çokluğu açıklamayı
                                                                                  hedefler.  Mertebeler zihnî ayırımlara göre
                                                                                          2
                                                                                  belirlenmiştir ve herhangi bir dış gerçekliğe
                                                                                  sahip değildir. İkiden kırka hatta yüze kadar
                                                                                  uzanan sayılarındaki değişkenlik de bundan
                                                                                  kaynaklanmaktadır. Burada sözü edilen şey,
                                       Harezmî’nin şerhinde, Konevî’nin sadece
                    Fütûhât-ı Mekkiyye,                                           aslında Ahad olan Vücûd’un, mertebe mertebe
                    TİEM env.1845_034  İ‘câzü’l-beyân adlı eseri zikredilmektedir. Fâtiha   tenezzül edince bizim açımızdan açılması
                                       Sûresi’ni tefsir etmek amacıyla yazılan bu eser   ve çoğalmış gibi olmasıdır. Bundan dolayı
                                       Konevî’nin en hacimli kitabıdır. Bundan dolayı   biz de bu mertebeleri izah ederken dilde
                                       da onun diğer bütün eserlerinde ele aldığı belli   birtakım sınıflandırmalar yapmak zorunda
                                       başlı konulara dair fikirlerini içermektedir. 1  kalırız. Ancak bu tertip keşfe göredir ve
                                       Harezmî’nin “varlık mertebeleri”, “ilâhî isim ve   zamanlama ile hiçbir münasebeti yoktur.  Bir
                                                                                                                      3
                                       sıfatların insan üzerindeki tesirleri” ve “Allah ile   diğer husus da mertebeler sayıca ne kadar çok
                                       insan arasındaki iki irtibat tarzı” gibi mevzularda   olursa olsun ana mertebeler ikidir. İlki, birlik
                                       Sadreddin-i Konevî’den etkilendiği, hatta   mertebeleridir. Bunlar yedili taksime göre “Lâ-
                                       bazen isim belirtmeden doğrudan ondan      Ta‘ayyün, Ta‘ayyün-i Evvel ve Ta‘ayyün-i Sânî”
                                       alıntılar yaptığı görülmektedir. Bu yazıda,   mertebelerine karşılık gelir. İkincisi ise “Ervâh,
                                       mezkûr meseleler etrafında, Konevî’nin söz   Misâl ve Şehâdet” mertebelerinin teşkil ettiği
                                       konusu şerh üzerindeki tesirlerine değinilecek   çokluk mertebeleridir. Bunlar ilk mertebelerin
                                       ve Ekberî düşüncenin yalnızca Osmanlı      nedenleri ve sonuçları olarak düşünülebilir. 4
                                       Mesnevî şârihlerini değil, diğer coğrafyalarda
                                       ve farklı dillerde şerhler yazan kişiler   Harezmî, şerhine yazdığı girişin bazı
                                       üzerinde de nasıl bir etkide bulunduğunun   bölümlerinde ilâhî hazretleri ve âlem
                                       bir örneği sunulacaktır. Şimdi üç ana başlık   tasniflerini ele alır. Konuya öncelikle “Hazret-i
                                       altında Sadreddin-i Konevî’nin Mesnevî şârihi   Hüviyyet ve Hazret-i Ahadiyyet” diye ikili bir
                                       Harezmî’ye olan etkilerine değinebiliriz:  tasnifle başlar. Ona göre Hazret-i Hüviyyet,


                                       1 Sadreddin Konevî, Fâtiha Suresi Tefsiri, çev. Ekrem Demirli, İz Yay., İstanbul 2002, s. 14.
                                       2 İbnü’l-Arabî, Fusûsu’l-Hikem, çeviri ve şerh: Ekrem Demirli, Kabalcı Yay., İstanbul 2006, s. 424.
                                       3 M. Erol Kılıç, Şeyh-i Ekber, İbn Arabî Düşüncesine Giriş, Sufi Yay., İstanbul 2010, s. 267-270.
                                       4 İbnü’l-Arabî, Fusûsu’l-Hikem, çeviri ve şerh: Ekrem Demirli, s. 514-515.







                                                                              224
   221   222   223   224   225   226   227   228   229   230   231