Page 231 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 231

anlayış, silsile yoluyla dolaylı bir ilişkiyi
                 kabul etse bile tek tek varlıkların Tanrı ile
                 ilişkisini izah etmekte yetersiz kalmaktadır.
                 Konevî’nin ortaya attığı bu genel varlık
                 tecellîsi, bütün varlıklar arasındaki ortak
                 ölçüdür. Hak ile eşyâ arasındaki irtibat bu
                 sayede gerçekleşmektedir. 20
                 Harezmî ise konuya Fusûs’un Musa Fassı’nda
                 da geçen “Sizden her biriniz için bir şeriat ve
                 yöntem belirledik.” (Mâide, 5/48) âyetiyle
                 başlar. Buradan da anlaşılacağı üzere her bir
                 kimsenin mebde’ ve meâd yolu biriciktir,
                 yani farklıdır. Her mevcûdun varlığı adedince
                 farklı yollar olsa da Hz. Ma‘bûd açısından bir
                 yol vardır. Tahkîk ehli nezdinde bu yolun adı
                 da “tarîk-ı silsile-i tertîb ve vesâit-i vücûd”dur.
                 Buradaki tertîbden, yani sıradan/düzenden
                 kasıt, ilâhî hazretlerdeki sıranın tersine bir
                 dönüştür. Herkesin dönüşü bu tertîb üzere   Sonuç                                        Cevâhir-i Bevâhir-i Mesnevî
                 olur. Hârezmî’ye göre bu yol, “tarîk-ı âmm”,                                             (Şerh-i Mesnevî), Mevlana
                 yani genel bir yol ya da avâmın yoludur. Bu   Harezmî’nin ömrü vefâ etmediği için ne yazık   Müzesi Env. No 2078
                 yolda sayısız engeller, perdeler ve vâsıtalar   ki bitiremediği Cevâhiru’l-esrâr ve zevâhiru’l-
                 vardır. Zaten bu yol, yolların en uzağıdır ve bu   envâr isimli Farsça şerhi, İran coğrafyasında
                 şekilde vuslata erenler de çok azdır.       yazılan ilk kapsamlı Mesnevî şerhidir. Bu şerh
                                                             özellikle başında yer alan ve tasavvufun çeşitli
                 Daha sonra Harezmî, bunun dışında başka     konularına dair on adet makalesiyle ünlüdür.
                 bir yolun daha bulunduğunu ve onun adının   Harezmî gerek söz konusu bu makaleleri
                 da “tarîk-ı vücûd-ı hâss” olduğunu söyler.   yazarken gerekse şerh içerisinde “varlık
                 Tahkîk ehlinin ise bunu “tarîk-ı sırr” diye   mertebeleri, ilâhî isim ve sıfatlar, Tanrı-
                 isimlendirdiğini hatırlatır. Bu yolda vâsıtaların  âlem ve Tanrı-insan ilişkileri” gibi önemli
                 hiçbir müdahalesi yoktur. Çünkü bu ikinci   konularda İbnü’l-Arabî’nin öğrencisi ve aynı
                 yol, varlıkların kendi a’yân-ı sâbiteleri   zamanda vahdet-i vücûd ekolünün önemli
                 cihetinden Hz. Hâlık’la kurdukları irtibattan   siması Sadreddin-i Konevî’den bolca istifade
                 hâsıl olmaktadır. Zira her Rab sâhibinin    etmiştir. Bu durum, Konevî’nin etkisinin çok
                 hakîkati, kendi Rabbinin hakîkati ile aracısız   geniş bir coğrafyaya yayıldığının da önemli bir
                 ilişki içerisindedir. Harezmî bu yola kendi pîri  göstergesidir.
                 Necmeddîn-i Kübrâ’nın (ö. 618/1221) “tarîk-ı
                 şuttâr” adını verdiğini belirtir. 21

                 20 Konevî, Yazışmalar, s. 64, 72; Demirli, Sadreddin Konevî’de Bilgi ve Varlık, s.  139-142.
                 21 Harezmî, Cevâhir, I, 155-157.







                                                            229
   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235   236