Page 134 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 134

Ayrıca devlet ricalinden ve ilim erbabından   b. Seyid Ali el-Bursevî’dir (ö. 931/1525).
                                  bazılarıkendi özel  kitap koleksiyonlarını   Fâtih Sultan Mehmed ve Sultan II. Bâyezid
                                  saray kütüphanesine vakfetmişlerdir.        dönemi âlimlerinden olan Seyyid Alizâde
                                  Fâtih’in kitaplığı İslam mantık külliyatı   ilk olarak Bursa Hamza Bey Medresesi’nde
                                  çerçevesinde değerlendirildiğinde mevcut    daha sonra da Aydın İbn Melek Medresesi,
                                  eserler iki kategoriye ayrılabilir:         Bursa Sultan Bayezid, Sultaniye ve Sultan
                                                                              Murad medreseleri ve Edirne Sultan Bayezid
                                  (a) Doğrudan sultan için (işaret, emir,     Medresesi ve Sahn-ı Seman Medresesi’nde
                                  hediye/ithaf, mütalaa vb. doğrultuda) telif ve   müderrislik yapmış, Edirne kadılığı görevini
                                  istinsah edilen eserler;                    ifa etmiştir. Çok genç yaşlarda Metâliu’l-
                                  (b) Sultanın kütüphanesi için istinsah veya   envâr’a ve literatürüne ilgi duyan Seyyid
                                  hediye edilen eserler.                      Alizâde, Metâliu’l-envâr metnini veSeyyid
                                                                              Ali el-Acemî’nin Cürcânî haşiyesine yazdığı
                                  Bu bağlamda, Fâtih’in isteği üzerine Hızır   haşiyeyi istinsah etmiştir. Akabinde Fâtih
                                  Bey (ö. 863/1459) Urmevî’nin Metâliu’l-     Sultan Mehmed’e ithafen Cürcânî’nin
                                  envâr’ını, Alâüddin Ali et-Tûsî (ö. 887/1482)   haşiyesine bir haşiye kaleme almıştır.
                                  ise Kutbüddin er-Râzî’nin Levâmiu’l-
                                  esrâr’ını Farsça’ya çevirmiştir. Alâüddin   Fatih’in özel kütüphanesinin hâfızu’l-
                                  Ali b. Muhammed eş-Şahrûdî el-Bistâmî       kütüplüğünü yapan Molla Lütfî (ö.
                                  Musannifek (ö. 875/1471) hicrî 863 tarihinden   900/1495), üç Osmanlı padişahının (II.
                                  önce kaleme aldığı Metâli şerhini Fatih’e   Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kânûnî Sultan
                                  ithaf etmiştir. Fâtih’in hocalarından       Süleyman) dönemini idrak eden Osmanlı
                                  Sirâceddin Muhammed b. Ömer Halebî’nin      şeyhülislamı ve tarihçisi Kemalpaşazâde’ye
                                  (ö. 850/1446) oğlu Halebîzâde Abdurrahman   (ö. 940/1533) Metâli literatüründen çeşitli
                                  Efendi Cürcânî’nin haşiyesi üzerine bir     şerh ve haşiyeleri okutmuştur.
                                  talikat yazmış ve haşiyedeki “hamd” bahsine   Söz konusu şerh ve haşiyeler dışında Metâli
                                  yaptığı sağlam açıklamalarıyla şöhret       literatüründen bazı eserlerin Fâtih’in
                                  bulmuştur. Sultan II. Murad döneminden      mütalaası için istinsah edildiği de malumdur.
                                  itibaren devlet erkanı nezdinde itibarı     Kutbüddin er-Râzî’nin Levami‘u’l-esrar’ı
                                  olup, şehzâdelik yıllarından itibaren Fâtih   bilinmeyen bir müstensih tarafından meçhul
                                  Sultan Mehmed’in hocaları arasında yer      bir tarihte; Cürcânî’nin Hâşiye alâ Levâmi’i’l-
                                  alan Molla Hüsrev (ö. 885/1480) Cürcânî’nin   esrâr’ı hattat Hâmidî tarafından hicrî 869’da;
                                  Hâşiye ala Levâmii’l-esrâr’ını istinsah etmiş   yine Şerhu Metâlii’l-envâr adlı bir başka
                                  ve okumuştur. Buna ilaveten, söz konusu     eser Yusuf b. Hüseyin es-Sivâsî et-Tokadî
                                  haşiyenin girişindeki “hamdele” kısmına kısa   tarafından 877’de Fâtih Sultan Mehmed’in
                                  bir talik kaleme almıştır.                  mütalaası için istinsah edilmiştir.
                                  Bu bağlamda zikredilmesi gereken bir diğer   Bu dönemde sadece sultan değil üst
                                  isim Seyyid Alizâde olarak bilinen Yakub    düzey devlet ricali de Metâliu’l-envâr








                                                                          132
   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139