Page 141 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 141
gerektiren işler yer almaktadır. Bu teşkilata kısmındaki kapalılıkları izah etmek amacıyla
mensup nakkaşlara yeteneklerine veya kaleme almış ve İlhanlı hükümdarlarından
atölyedeki kıdemlerine göre üç ayda bir Ebû Said Bahadır Hân’ın veziri Gıyâseddin
maaş verilmektedir. Bunun yanı sıra saray Muhammed b.Reşîdeddin Fazlullah’a
atölyesindeki çalışmaları yakından takip ithafetmiştir. Metâliu’l-envâr’ın mantık
eden sultan ortaya çıkan eserden memnun kısmı, klasik mantık yazım geleneğine
kalmış ise sanatkârlarını hususî olarak da uygun olarak “tasavvurat” ve “tasdîkât”
ödüllendirirdi. bölümlerine ayrılmış, aynı düzen Levâmiu’l-
esrâr’da da takip edilmiştir. Seyyid Şerîf
Cürcânî, Alî Kuşçu ve Hacı Paşa başta
Urmevî Külliyatının Fâtih İçin olmak üzere bir çok âlimin haşiye yazdığı
Tezhiplenen Nüshaları Levâmiu’l-Esrâr Osmanlı medreselerinde üst
düzey mantık eseri olarak okutulmuştur.
Sirâceddin Urmevî’nin (ö.682/1283) Fâtih’in
özel koleksiyonunda yer alan ve bugün Burada mevzu bahis edilen her iki nüshanın
mevcut bilgiler ışığında tespit edebildiğimiz bezemeli varakları incelenip desen analizi
bezemeli iki eseri mevcuttur. Bunlardan ilki, yapıldığında iki farklı üslûbun etkisi
Urmevî’nin iki bölümden oluşan Metâliu’l- öne çıkmaktadır. Bunlardan ilki; Fâtih
envâr adlı eserindeki mantık kısmına Sultan Mehmed dönemi ile özdeşleşen
Kutbüddin er-Râzî (ö.766/1365)t arafından Baba Nakkaş, diğeri ise Timurî Herat
yazılan şerhin nüshasıdır. Diğeri ise bu şerhe nakkaşhânesinde görülen, ancak daha
Seyyid Şerîf Cürcânî (ö. 1413/816) tarafından erken örneklerine Muzafferîler döneminde
1
Râzî şerhine yazılan haşiyenin Muharrem rastlanan Naif üslûptur.
869/Eylül-Ekim 1464’te Hâmidî eliyle Bahsi geçen üslûplar arasında Baba Nakkaş,
istinsah edilen nüshasıdır. Her iki yazma Fâtih dönemi ile anılan, “hatâyî” veya “Fâtih
eser de doğrudan Fâtih Sultan Mehmed Devri” üslûbu olarak da bilinen bezeme
Hân’ın mütalaası için çoğaltılıp tezyin tarzıdır. Üslûp, yazma eserden, taşişçiliğine,
edilmiştir. çiniden, kitap kabı süslemesine kadar pek
Kutbüddiner-Râzî, Levâmiu’l-esrâr adını çok alanda uygulama alanı bulmuş, hatta
verdiği şerhini Metâliu’l-envâr’ın mantık günümüze kadar kesintiye uğramadan
1 Bu bezeme tarzına ilişkin “naif” tabirinin henüz tam olarak kabul görmüş bir kavram olmadığını belirtmemiz gerekir.
Gördüğümüz kadarıyla, “naif” kavramına ilk defa dikkat çeken R.Ettinghausen’dir. Fakat böyle bir isimlendirme tercihinin nedeni
Ettinghausen’in kendisi tarafından açıklanmamıştır. Çalışmalarında sık sık atıf yaptığı bu bezeme tarzının erken örneklerini
Muzafferiler, Celâyirliler ve Timurlular dönemiyle karakterize eden Z.Tanındı, “naif” tabirinin “delicate” (narin, ince) anlamında
kullanıldığı kanaatindedir. Öte taraftan E.Wright gibi bazı sanat tarihçileri, doğrudan Muzafferîler dönemiyle ilişkilendirdikleri
söz konusu üslûbu “Muzafferî tarzı” olarak adlandırmaktadırlar. Bkz. Richard Ettinghausen, “Manuscript Illumination”, A Survey
of Persian Art: from Prehistoric Times tothe Present, ed. Arthur Upham Pope (Tahran: Soroush Press, 1977), V, 1937-1940; Zeren
Tanındı, “Two Bibliophile Mamluk Emirs: Qansuhthe Master of the Stablesand Yashbekthe Secretary”, The Arts of the Mamluks in
Egyptand Syria-Evolutionand Impact, ed. Doris Behrens-Abouseif (Goittingen: Bonn University Press, 2012), 274; Elaine Wright,
The Look of the Book: Manuscript Production in Shiraz 1303-1452 (Washington DC: Freer Gallery of Art, 2012), 48-80; Zeren
Tanındı, “Başlangıcından Osmanlı’ya Tezhip Sanatı” Hat ve Tezhip Sanatı (Ankara: Kültür Bakanlığı, 2009), 253.
139