Page 142 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 142

süregelmiştir. Baba Nakkaş sanatkârın       dönemi eserlerinde görülecektir.
                                  lakabı olup, asıl adı Muhammed b. Şeyh      Fâtih dönemi eserlerindeki sayfa formları
                                  Bayezid’tir. En karakteristik özellikleri;   da kullanılan renkler kadar çeşitlidir.
                                  tasarımdaki her motif grubunun iri, yuvarlak   Bilhassa zahriye sayfalarında daire, mekik,
                                  ve oldukça kıvrak hatlara sahip olmasıdır.   dikdörtgen şemse, salbek ve köşebentten
                                  Halkâr uygulamalarında görülen, nüansları   oluşan kitap kabı görünümü en çok
                                  abartılmış tahrirler motif hareketliliğini   rastlanan biçimlerdir. Bunun yanısıra tezhip
                                  daha da ön plana çıkaran hamlelerdir. Hem   sanatı açısından desen analizini yaptığımız
                                  motifin iç yüzeyine yapılan küçük süslemeler   Urmevî’ nin her iki eserinde de zahriye
                                  hem de helezon dönüşlerinde ortaya çıkan    sayfası (vr.1a) formu, dönemin karakteristik
                                  boşluklara konulan üç nokta, sap çıkması    bir başka sayfa düzenine örnektir. Bir
                                  veya tirfil gibi ayrıntılar üslûbun boşluğa ne   dikdörtgen içine yerleştirilmiş klasik bir
                                  kadar az yer verdiğini göstermesi açısından   Hafız Osman hilyesini anımsatan biçimiyle;
                                  önemlidir.  Bilhassa bitkisel kompozisyonlar   baş makam, göbek ve etek kısmalarından
                                  helezon üzerindeki motiflerin yön takibini   oluşur.Bu tezyini formda tasarım üç bölüme
                                  güçleştirecek kadar yoğun tasarlanmaktadır.   ayrılır. İlk bölüm besmelenin yazıldığı baş
                                  Renk kullanımı da en az tasarım ayrıntıları   makam, göbek adı verilen kareye yakın
                                  kadar dikkat çekicidir.  İlginç olan şudur   dikdörtgen kısım ve ayetin yazılı olduğu
                                  ki; halkâr tekniği kullanılarak hazırlanan   son bölümdür. Klasik hilye formundan
                                  eserlerde ne kadar az renge rastlanıyorsa,   tek farkı etek adı verile bir kıt‘a formuna
                                  zemini boyalı klasik tezhip uygulamalarında   benzeyen düzenlemenin sadece üst kısmının
                                  da bir o kadar fazla renge yer verilmektedir.   alınmasıdır. 2
                                  Çivit mavisi, lacivert, beyaz, kızıl kahve,
                                  su yeşili veya siyah gibi baskın renkler aynı   Süleymaniye Kütüphanesi Şehzade
                                  bezeme üzerinde, bir arada kullanılmaktadır.   Mehmet 78 numarada kayıtlı Meṭâliʿu’l-
                                  Altın ise bu renkliliğin arasında çok daha   envâr adlı eserin zahriye sayfası formu
                                  az yer kaplar. Motiflere bakacak olursak    da bu tarzdır. Eser, 165 x 259 x 32 mm.
                                  münhanî, rûmî ve hatâyî grubu çevresinde    ebadında krem rengi kağıt üzerine nesta’lik
                                  şekillendiği görülecektir.Aynı şekilde bulut   hattıyla hazırlanmış, toplam 289 varaktan
                                  motifine de rastlanır. Ancak bulut motifinin   müteşekkildir. Her varak siyah is ve
                                  kompozisyona yön veren daha yaygın          kırmızı lâl mürekkeb kullanılarak yirmibir
                                  kullanımı asıl, Fâtih’in oğlu II. Bayezid   satır Nes’talik şeklinde hazırlanmıştır.
                                  2 Benzer formda hazırlanmış tezhipli örnekler için bakınız: Seyyid Şerîf Cürcânî’ye ait Hâşiye alâ Şerhi Kudbiddin ale’ş-Şemsiyye
                                  adlı eser (Şehit Ali Paşa 1754, 1a); Nasîrüddinet-Tûsî’nin (ö. 672/1274) astronomi alanındaki Sî Fasl adlı eserine Nizâmeddinen-
                                  Nîsâbûrî’nin (ö. 730/1329 [?]) yazdığı şerhin Ahmedüddîn tarafından İstanbul’da istinsah edilen nüshası (Ayasofya 2664, 1a) ;
                                  İbn Sînâ’nın ansiklopedik eserinin Fâtih Sultan Mehmed Hân’ın mütalaası için 9 Ramazan 4/869 Mayıs 1465 tarihinde hazırlanan
                                  nüshası (Ayasofya 2531, 1a) ; Sühreverdî el-Maktûl’ün (ö. 1191/587) felsefe ile tasavvufu buluşturduğu en kapsamlı eseri el-
                                  Meşâri‘ ve’l-mutârahât’ın Mahmud b. Ahmed el-Harpûtî tarafından 30 Muharrem 11/871 Eylül 1466 tarihinde istinsah edilen
                                  nüshası (Damat İbrahim Paşa 826, 1a) ; Şehristânî’nin (ö. 548/1153) dinler ve felsefî akımları konu edinen el-Milel ve’n-nihal adlı
                                  eserinin Fâtih Sultan Mehmed Hân’a sunulmak üzere hazırlanan nüshası (Fazıl Ahmet Paşa 857, 1a). Bkz. “Sultan Fatı̇h’ı̇n Şahsı̂
                                  Kı̇taplığı” Yazma Eser Sergı̇sı̇ Kataloğu (İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2022).







                                                                          140
   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147