Page 69 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 69

(ö. 726/1325), Tûsî’nin de bu sözü tutmadığını   iki adet ferağ kaydı bulunmaktadır. Bunların
             ve şerhinde İbn Sînâ’ya birçok eleştiri      ilkinde eserin 6 Rebiyülevvel 659’da (8 Şubat
             yönelttiğini iddia etmektedir.               1261) yazıldığı; ikincisinde ise nüshanın
                                                          talikinin 661 yılı Şaban ayının sonlarında
             Tûsî, Hillî’nin de tespit ettiği gibi, her ne
             kadar bazı konularda İbn Sînâ’ya muhalefet   (Temmuz 1263) tamamlandığı bilgisi yer
             etse de meseleleri işleyiş tarzı ve temel felsefe   almaktadır. Her iki tarih dikkate alındığında
             anlayışı bakımından iyi bir İbn Sînâcıdır. Bu   bu nüshanın müellif hayattayken yazılan bir
             yüzden ondan sonraki düşünürler tarafından   nüsha olduğu kesindir. Hatta bazı kaynaklarda
             Râzî ile onun şerhi arasında bir muhakeme    bu nüshanın müellif nüshası olduğu
             geleneği başlatılmıştır. Bu geleneğin en önemli   kaydedilmektedir.
             temsilcisi Kutbuddin er-Râzî’dir. Onun,      Şerhu’l-İşârât’ın ikinci nüshası Süleymaniye
             hocası Kutbuddin eş-Şîrâzî’nin (ö. 710/1310)   Kütüphanesi Fatih Koleksiyonu 3193
             de yönlendirmesi ile birlikte kaleme aldığı   numarada kayıtlıdır. Bu nüsha eserin tamamını
             el-Muhâkemât beyne şerhayi’l-İşârât isimli eseri,   değil, yalnızca doğa bilimleri ve metafizik
             Râzî ve Tûsî şerhlerinden sonra en çok rağbet   kısımlarını içeren eksik bir nüshadır. Toplam
             gören İşârât şerhi olmuştur.                 215 varaktan oluşan nüshanın varakları 23
                                                          satırdır. Derkenarlarda tashih kayıtları
                                                          bulunmaktadır. Son sayfada yer alan istinsah
             Urmevî Şerhinin Yazma Nüshaları              kaydında nüshanın 705 yılının Ramazan ayında
             Letâifü’l-hikme, Beyânu’l-hak ve Metâliu’l-envâr   (Mart 1306) Hızır b. Yusuf tarafından istinsah
             gibi felsefe ve mantık alanlarında telif ettiği   edildiği bilgisi bulunmaktadır.
             eserlerle öne çıkan ve bir dönem Anadolu     Eserin üçüncü nüshası ise Necef şehrinde
             Selçuklu devletinde baş kadılık görevini     bulunan Allâme el-Eminî Kütüphanesi
             yürütmüş olan Sirâceddin el-Urmevî (ö.       Felsefe Bölümü 62 numarada yer almaktadır.
             682/1283), İşârât üzerine yazmış olduğu Şerhu’l-  İstinsah tarihi Şevval 1209 (Nisan-Mayıs 1795)
             İşârât ile bu geleneğin bir parçası olarak da   olarak belirtilen nüsha, diğer iki nüshaya göre
             karşımıza çıkmaktadır.                       oldukça geç tarihlidir. Ammâr et-Temîmî,
             Dünya kütüphanelerinde tespit edilen         sadece bu nüsha üzerinden Şerhu’l-İşârât’ın
             üç nüshası bulunan Şerhu’l-İşârât’ın iki     neşrini yapmış ve bu neşir Merkez-i UşÂl-i
             nüshası Türkiye’de bir nüshası ise Irak’tadır.   Muhammed tarafından yayınlanmıştır.
             Türkiye’de bulunan nüshalardan ilki Topkapı
             Sarayı Müzesi III. Ahmed Kitaplığı 3269      Urmevî’nin Şerhu’l-İşârât’taki Genel
             numarada kayıtlıdır. Toplam 260 varaktan     Tutumu
             oluşan nüshanın zahriye sayfasında Sultan
             I. Mahmud’un mührü ile silik bir şekilde     İbn Sînâ’nın cümlelerini kâle ifadesiyle
             Sultan II. Bâyezîd’ın mührü bulunmaktadır.   aktaran Urmevî kendi sözlerine ise ekûlü
             25 satırdan oluşan varaklar sonradan         lafzıyla başlayarak kâle-ekûlü şerh tarzını esas
             numaralandırılmıştır. Derkenarlarda tashih   almaktadır. İbn Sînâ’da gördüğümüz nehic ve
             kayıtları görülmektedir. Nüshanın sonunda    namatların altında ayrıca mes’ele başlığına da








                                                        67
   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74