Page 67 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 67

İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİNDE


             İŞÂRÂT GELENEĞİ VE SİRÂCEDDİN

             URMEVÎ’NİN ŞERHU’L-İŞÂRÂT’I





             MUSTAFA ÖZBAKIR





             İslam felsefe geleneğinin en etkili          (geniş izah), anlamına gelen namat olarak
             filozoflarından olan Ebû Ali İbn Sînâ (ö.    adlandırılmıştır. Yine ona göre İbn Sînâ,
             428/1037), Kitâbü’ş-Şifâ ve Kitâbü’n-Necât   bu başlıklar altında yer alan işâret başlığını
             benzeri Meşşâî çizgili eserlerinin yanı sıra   bilimsel bir kanıta ihtiyaç duyan meseleler
             daha farklı bir üslup izlediği el-İşârât ve’t-  için kullanmakta, tenbîh başlığı altında daha
             Tenbîhât eseriyle de tanınmaktadır. İbn      önce bilimsel olarak kanıtlanmış meselelere
             Ebî Usaybia’ya (ö. 668/1269) göre bu eser,   değinmekte ve vehm başlığında yanlış bir
             İbn Sînâ’nın son sistematik felsefe eseridir.   görüşü tahlil etmektedir.
             Muhtasar bir dille kaleme alınmış olan       Erken tarihlerden itibaren çok geniş bir
             İşârât’ın başında İbn Sînâ, hikmetin temel   etki alanına sahip olan İşârât çeşitli ders
             ilkelerini özetleyeceğini vaat etmekte ve bu   halkalarında okunmuş ve okutulmuş; üzerine
             ilkeleri iyice kavrayan kimsenin, hikmetin   şerh, haşiye ve muhakeme türünde birçok
             füruunu rahat bir şekilde anlayacağını iddia   eser yazılmıştır. Hatta, Kutbüddin er-Râzî ve
             eder. İki ana bölümden oluşan eserin ilk     Sadrüşşerîa hakkında aktarılan bir anekdotun
             bölümü, mantıkla ilgili olup nehic adı verilen   da ima ettiği üzere bu eseri okutmak
             on başlığı içerir. Doğa bilimleri ve metafizik   dahi başlı başına bir meziyet sayılmıştır.
             konularının işlendiği ikinci bölümde ise namat   Taşköprülüzâde’nin (ö. 968/1561) naklettiği
             adı verilen on başlık vardır. Bu başlıkların   kadarıyla Kutbüddin er-Râzî (ö. 766/1365),
             her biri işâret, tenbîh ve vehm adı verilen alt   döneminin ileri gelen âlimlerinden Sadrüşşerîa
             başlıklara ayrılır.
                                                          (ö. 747/1346) ile ilmî münazarada bulunmak
             İşârât’ın önde gelen şârihlerinden biri olan   ister. Bu gayeyle öğrencisi Mübârekşâh’ı
             Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210), İbn Sînâ’nın   (ö. 784/1382’den sonra) onun ilim meclisine
             eserinde başlıklandırma için tercih ettiği   gönderir. Mübârekşâh, Sadrüşşerîa’nın İşârât’ı
             bu kavramların her biriyle farklı bir anlama   hiçbir şerhe müracaat etmeden tedris ettiğini,
             işaret ettiğini düşünmektedir. Mesela mantık   dolayısıyla onunla münazaranın akıl kârı
             ilmi bizzat talep edilmesi amaçlanan bir ilim   olmadığını bildirir. Bunun üzerine Kutbuddin
             olmayıp diğer ilimlerin kazanılmasında bir   er-Râzî münazara etmekten vazgeçer.
             yöntem olması bakımından bu bölümdeki        İlk olarak Evhaduddin Ali b. İshak el-Ebîverdî
             başlıklar açık yol anlamına gelen nehic ile   (ö. 551/1156) ve Şerefeddin el-Mes‘ûdî (ö.
             isimlendirilirken, bizzat talep edilen doğa   582/1186) tarafından başlatılan İşârât şerh
             bilimleri ve metafizikteki başlıklar açmak







                                                        65
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72