Page 68 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 68
İbn Sînâ’ya yönelttiği güçlü eleştirilerle
bilinen Fahreddin er-Râzî, İşârât şerhine İbn
Sînâ’ya özellikle de İşârât’a yönelik övgü dolu
cümlelerle başlar. Bu eserin hacimce küçük
olmasına rağmen ilmen büyük olduğunu ve
nice geniş hacimli eserden çok daha fazla
incelik barındırdığını söyleyen Râzî, böyle
bir eserin uzun uzadıya şerh edilmeyi hak
ettiğini düşünmektedir. Bu nedenle olsa gerek
o, yazmış olduğu uzun şerhin yanında bir de
İşârât’ın özeti mahiyetinde Lübâbü’l-İşârât’ı
kaleme almıştır. Ancak Râzî, her ne kadar
İşârât’ı bu kadar kıymetli görüyor olsa da İbn
Sînâ’ya katılmadığı hususlarda onu tenkit
etmekten çekinmemekte ve birçok konuda
onu eleştirmektedir. Bu yüzden Tûsî, onun
şerhinde yer alan eleştirilerin şerhin maksadını
aşması nedeniyle bazı nüktedan zeki kimseler
tarafından şerh olarak değil cerh olarak
isimlendirildiğini dile getirmektedir.
XIII. yüzyılın en büyük İbn Sînâcı filozofu
olarak öne çıkan Nasîruddin et-Tûsî, İşârât’a
şerh yazmasındaki amacın ondaki derin
anlamları açığa çıkarma gayesinin yanında
selefi Râzî’nin eleştirilerini yanıtlamak
olduğunu bildirmektedir. Tûsî’nin bu amacını
açık bir şekilde dile getirerek Râzî’nin
eleştirdiği birçok hususun eleştiriye konu
olamayacağını savunması, onun İbn Sînâ
savunucusu olarak anılmasına neden olmuştur.
Ona göre şerhin gayesi asıl metne yardım
etmek ve onu açıklamaktır. Dolayısıyla bir
Şerhu’l-İşârât Topkapı geleneği içerisindeki en önemli iki şerh, metni şerh etmek için yola çıkan kimsenin
Nüshası Fahreddin er-Râzî ve Nasîruddin et-Tûsî metin sahibine bu kadar eleştiri yöneltmesi
(ö. 672/1274) tarafından kaleme alınmıştır. doğru değildir. Bu nedenle o, özellikle doğa
Bu iki şerhin diğerlerine nazaran daha fazla bilimlerinin başında İbn Sînâ’nın görüşlerine
öne çıkması, şârihlerin felsefe ve mantıktaki katılmasa dahi sadece onun sözlerini
derinlikleri bir yana İşârât şerh geleneğinde açıklamakla yetineceğini belirtmektedir.
oluşan tenkit ve müdafaa tarzının en iyi Ancak daha sonra Tûsî’nin şerhine haşiye
temsilcileri olmalarıdır. kaleme alan öğrencisi İbnü’l-Mutahhar el-Hillî
66