Page 241 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 241

Metafizik/Hakikat Bilgisi                   Buna göre kişinin bilinci ruhunun değeri ve
                                                             kendisine hâkim olan ilâhî yöne göre şekillenir.
                 Kişinin bilinç düzeyindeki algılamaları,    Çünkü Gerçek varlık, her oluşma durumuna
                 düşüncelerini ve yargılamalarını yönlendiren   göre farklı tecellî eder. Konevî bu konuda şöyle
                 süreçleri belirler. Özellikle bilişsel psikoloji   der: “Hakk’ın mertebesini ve hükümlerini bilmek;
                 yaklaşımı ile yapılan araştırmalar bilinç   insanın Hakk’ın mertebesi karşısındaki durumunu
                 düzeyindeki algı ve değerlendirmelerimizin,   ve O’nun hükümleri karşısında kendi hükümlerinin
                 tutum ve davranışlarımızı biçimlendirdiğini   durumunu bilmesiyle gerçekleşir. Başkasının
                 ortaya koymuştur. Normal insan bu bilinç    ilmi, Hakk’ın bu şey hakkındaki ilmine muvafık
                 düzeyini kendi karakter yapısı ve çevre     olmalıdır. Çünkü yaratıklardan herhangi bir âlimin
                 etkisiyle oluşturur. Sûfî anlayışta ise bilinç,   ilmi, Hakk’ın o şeye dair ilmine muvafık olmaz
                 mânevî gelişimin merkezi olan kalbin içsel   ise, o kişi ‘âlim’ sayılmaz” (Konevî. (2002), s. 50)
                 evrelerinden geçerek Gerçek varlıkla kurduğu   Bu ifadeler sûfî bilinç düzeyinin başkalarının
                 irtibat sayesinde elde ettiği bilgiyle oluşur   bilinç düzeylerine göre şekillenmediğini
                 (Hakîm Tirmizî. (1988). Konevî bu noktayı   ve tam tersine zât-ı ilâhînin tecellîsinin
                 vurgulayarak şöyle der: “Hakk’ı bilmenin sırrı,   ilham ettiği hakikate göre düzenlendiğini
                 Hak ile kul arasındaki çokluğu ortadan kaldırdığı   göstermektedir.
                 için, bütün bilinen şeylere sirayet eder ve kulun
                 bilgisi Hakk’ın bilgisi gibi olur.” (Konevî. (2002),   Psikoloji alanında yapılan çalışmalar
                 s. 57). Bu metafizik bilinç düzeyi sûfî kişilik ve   kişilik bilincinin ferdin diğer fertlerle ve
                 benlik yapısını oluşturan en temel unsurdur.   gruplarla iletişime geçmesi sonucunda
                 Çünkü Rabbi tanımaya dayalı hakikat bilgisi   oluşan ilişkilerden meydana geldiğini ortaya
                 kişiliğe ve benliğe rûhî yapı kazandırır.   koymaktadır. İnsanların bilinç dünyalarında
                                                             oluşan kalıp yargıların ve önyargıların toplum
                 Bu nedenle hakikat bilgisiyle örülü sûfî    tarafından oluşturulduğu çeşitli araştırmalarla
                 bilinç kuşatıcı olma özelliği taşır ve özel bir   ispatlanmıştır (Yzerbyt&Schadron. (1994), s.
                 meşreple sınırlı değildir. Böylece sûfî bilinç   127-159). Metafizik boyut üzerine kurulu sûfî
                 zihinsel algılamaların ve sosyal çevrenin dar   algıya göre, grupsal ve toplumsal alanın kişide
                 kalıplarına sığmayan bir karaktere sahiptir   oluşturduğu sanal ve yapay bilinç küllî varlık
                 (Arasteh&Sheikh. (2008), s. 62-63). Konevî   ile kurulacak irtibatla yeniden yapılandırılır.
                 bu noktayı şöyle dillendirir: “Özel bir meşreple   Söz konusu bu yapılandırma sayesinde mânevî
                 sınırlı olan ehl-i takyid/kendini sınırlamış insanlar   yolcunun düşünce yapısı varlığı ve hayatı
                 bir şeyi alır başka bir şeyi terk eder. Bu durum bir   anlamlandırmada hakikate dayalı algıları gelişir.
                 şeyin doğruluğuna ve başka bir şeyin yanlışlığına   Bunlardan üç tanesini örnek olarak burada
                 inanmalarına neden olur.” (Konevî. (2002), s. 94).   ele alalım: 1) İnsan davranışlarının dinamik
                 Bu açıklamaların ifade ettiği gibi kendi kalıpsal   karakteri olduğunu fark etme. 2) Evrenin
                 algılamalarına ve yargılamalarına göre hareket   bir düzen ve intizam içerisinde olduğunu
                 eden kişi yanlış önermeler üzerine hüküm bina   idrak etme. 3) İnsanın başına gelen belâ ve
                 ettiği için zihinsel rahatı bulamaz. Çükü bu   sıkıntıların hikmete uygun geliştiğini anlama.
                 durumda olayların hakikatlerinin algısından
                 mahrumdur.








                                                            239
   236   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246