Page 58 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 58
dayanır. Bu durumda sonuç ile nedene, fiil ile olarak kalmaya devam etmekte, kendisiyle
faile delil getirmek önce gelen bilgiye sonra özdeşliğini kaybetmemektedir.
gelen bilgi ile delil getirmek demektir ki bu Acaba farkına vardığımız şey beynimiz veya
kısır döngüdür. kalbimiz gibi iç organlarımızdan biri olabilir
O halde insanın kendisine dair farkındalığı dış mi? Urmevî bu ihtimali de doğru bulmaz.
duyularla olmadığı gibi, hayal ve vehim gibi Çünkü bir çocuk beynine ve kalbine dair bir
iç güçlerle ulaştığı bir şey de değildir. Çünkü farkındalığa sahip değilken zâtî şuura sahiptir.
bunların tamamı düşünce deneyinde herhangi Ayrıca insan tarihsel olarak beyninin ve
bir veri alamayacak ve bene de herhangi kalbinin bilgisine teşrih sonucunda ulaşıyor
bir veri iletemeyecek şekilde varsayılmıştı. iken de zâtî şuura sahiptir.
İnsanın kendi farkındalığına, sebebine veya Bu durumda zâtî şuur ile farkında olduğumuz
fiiline dayanan bir akıl yürütme yoluyla şey beden bütünlüğü veya cümle beden olabilir
ulaşması da mümkün görünmemektedir. mi? Urmevî organların beden bütünlüğünü
Çünkü her şeyden önce ben kendimin oluşturduğunu dolayısıyla zâtî şuurda farkında
farkında olmam gerekir ki kendimin olduğumuz şeyin beden bütünlüğü olduğunu
sebebini arayayım veya “fiilim” diye kendime söylemenin doğru olmayacağına dikkat
eklemlediğim bir fiilden hareket edeyim. çeker. O halde insanın farkında olduğu şey
Oysa her iki durumda da bir delil ve kanıta ne dış organlar ne iç organlar ne de bedendir.
ihtiyaç duymayacak şekilde zaten sebep ve fiil Urmevî’ye göre bu anlatı bize insan nefsinin dış
öncesinde kendimin farkındayımdır.
organlardan başka olduğu sonucunu verir.
Zâtî Şuur: Şuurun Nesnesi Zâtî Şuur: Mizaç Üzerine
Şimdi şu soruyu sorabiliriz: İnsan kendine dair Urmevî İbn Sînâ’nın el-İşârât III, 5’de
farkındalığa sahip olduğunda farkında olduğu nefsin cisim ve mizaç olup olmadığını
şey (el-meş‘ûrbih) nedir? Urmevî farkında soruşturduğunu belirtir. Urmevî’ye göre
olduğumuz şeyin dış veya iç organlarımız veya “nefs ne cisim ne de mizaçtır.” Bu iddiayı
beden bütünlüğümüz olup olmadığını araştırır.
göstermekiçin nefs ile mizaç arasındaki
Urmevî’ye göre farkına vardığımız dış karşılıklı ilişkiyi soruşturabiliriz.
organlarımız değildir. Öncelikle zaten düşünce İlk olarak nefse atfettiğimiz iradeli hareket ve
deneyinde dış organların farkında olmadığımız idrak özelliklerini mizaca atfedebilir miyiz?
halde özel zâtımızın farkında olduğumuzu Başka bir ifadeyle “yürüyorum” veya “dağları
söyledik. Ayrıca ben dış organlarımdan ibaret algılıyorum” şeklinde “ben”e, atfettiğim
olsaydım bu organlardan birini kaybettiğimde iradî hareketlerimin ve idraklerimin kaynağı
veya çocukluktan itibaren gözlemlediğimiz cisimsel yapım ve niteliklerimin özel karışımı
gibi bu organlar gelişip değiştiğinde benim (mizaç) olabilir mi? İradeli hareketleri esas
ben olmaktan çıkmam gerekirdi. Oysa deri, alırsak: İradeli hareketlerimin kaynağı cisim
el, yüz gibi dış organlar gelişip değişmektedir olma özelliğimden kaynaklanmaz, çünkü
ancak insanın kendisi önceden ne ise o
cisimsel heyet bütün cisimler arasında
56