Page 272 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 272

Nerede onca büyüklük, saltanat, izzet ve nimet?   Böyle atmışlar dünyalıların temelini;
                                       [Nerede] kaza [ve kader]gibi sahillerde olan hükümet?  Dünyada hiç kimse kalamaz ebedî.
                                       O miskin Bahâeddin ki seçkin bir gençti,   Onlardan önce de vardı muradlarına nâil olmuş emirler,
                                       İşler ortada iken, ansızın nasıl çıkıp gitti?  Büyük ordulara sahip, mağrur padişahlar, beyler.
                                       Nerede onca fesahat, o yazılar, o sözler?   Yeryüzünü fethetmiş, hükmetmişlerdi [her yere];
                                       Nerede onca kifayet, o mekânlar, o yerler?  Zengin, fakir, yaşlı ve genç herkese.
                                       O trampet, boru, davul ve bayraklar nereye gittiler?   Fakat ölümün pençesi onlara açıldığı zaman,
                                       O, ipek [kumaş] üzerine nakşedilmiş ejderha[lı   Hepsi de alaşağı edildi o saltanat tahtından.
                                       alemler]?
                                                                                  Ölüm oku karşısında hiçbir siper fayda etmez;
                                       Sâhib’in iki oğlu niye yüz çevirdiler niye?  Ölüm kılıcı karşısında zırh da kalkan da kâr etmez.
                                       Çünkü her ikisinden de bir eser yok bu katil felekte!
                                       Nerede o savaş, o meclis; ay gibi [güzel] hizmetçiler,  Kaynaklar
                                       O değerli elbiseler, o kıymetli, sonsuz hazine[ler]?
                                                                                  Değirmençay, Veyis, Farsça Şiir Söyleyen Osmanlı
                                       [Hani] kükreyen aslan gibi olan Tâc[eddin]Giv de?  Şairleri, Erzurum 2013.
                                       [Ne oldu]duyulmaz oldu sesi dostlar meclisinde?
                                                                                  -----, “Sadr-i Konevî ve Anadolu Selçuklu Emirlerine
                                       Nerede o ordu sevkiyatı, o palabıyık, o posbıyık?   Mersiyesi”,  Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
                                       [Nerede] o pars, şahin, görkem; o gürz, o mızrak?
                                                                                  Sosyal Bilimler Dergisi Journal of Social Sciences, S.
                                       Nerede Hatîr oğlu Şerefeddin ki azameti, ihtişamı  54, Haziran 2015, s. 29-42.
                                       Yükselmiş, ferkadan  yıldızlarının üstüne çıkmıştı?
                                                      7
                                                                                  Riyâhî, Muhammed Emîn, Zeban ve Edeb-i Fârsî
                                       Yükseklik bakımından öyle bir yere çıkmıştı ki   der Kalemrov-i Osmânî, Tahran 1369 hş.
                                       Sanki sekiz gök onun altında idi.
                                                                                  Sadr, Ebûbekir b. ez-Zekî el-Mütetabbib el-
                                       Zamanın beylerbeyi, Anadolu’nun sahibkıranı  (idi);   Konevî, Ravzatü’l-Küttâb ve Hadîkatü’l-elbâb (tsh.
                                                                         8
                                       Emirler, onun yanında çocuklar gibiydi.    Mîr Vedûd Seyyid Yûnisî), Dânişkede-iEdebiyat
                                                                                  ve Ulûm-i İnsânî-i Tebriz, Müessese-i Tarih ve
                                       Ondan sonra lakabı Ziyâeddin olan kardeşi,
                                       O korkusuz aslan, o işinin ehli emir [kişi],  Ferheng-i İran, Tebriz 1349 hş.
                                                                                  -----, Ravzatü’l-Küttâb ve Hadîkatü’l-elbâb (tsh. Ali
                                       Sanki hepsi ecel şarabıyla sarhoş oldular da
                                       Hayat meclisinden çıkıp gittiler uzağa.    Sevim), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara
                                                                                  2011 (İkinci baskı).
                                       Onlar bir müddet murad aldılar dünyadan;
                                       Sonunda güpegündüz çekip gittiler ortadan.  Uzluk, M.F. Nafiz, Mevlânânın Mektubları,
                                                                                  İstanbul 1937.

                                       7 Ferkadan: “ed-dübbü’l-asgar” adıyla da bilinen küçük ayı takım yıldızı. Bu yıldızlar aynı yerden doğup battıkları, yani gökyü-
                                       zünde sabit oldukları için seyahatlerde kendilerinden gece yol bulmada faydalanılmıştır. Bu iki yıldıza Farsça’da “do berâderân”,
                                       Türkçe’de ise “iki kardeş” denilir.
                                       8 Venüs ile Jüpiter yıldızlarının birbirine yaklaştığı anda doğanlara verilen unvan. Buna kırân-ı sa‘deyn, sa‘d-i kırân da denir.
                                       Kırân-ı sa‘deyni ifade eden kırân kelimesinden “sâhibkırân” şeklinde hükümdarlara mahsus unvan da verilmiştir.







                                                                              270
   267   268   269   270   271   272   273   274   275   276   277