Page 273 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 273
ERKEN DÖNEM İSLÂM TARİHİNDE FELSEFEYE KARŞI MİSTİSİZM:
KONEVÎ-TÛSÎ YAZIŞMALARI*
WILLIAM C. CHITTICK
ÇEV. FEYZA IŞIK GÜLER
Mistisizm, Felsefe ve Kelâm müşâhedesinin geçerliliğinden nasıl emin
olabileceğidir. Sûfîler ya da müslüman
İslâm medeniyeti bağlamında “felsefeye mistikler ise filozofların bulgularının
1
karşı mistisizm” demek, Batı’da ifade çoğunun geçerliliğini inkar etmezler. Sadece
ettiğinden çok daha farklı bir anlama filozofların belli bir noktanın ötesine
gelmektedir. Batı’da birçok filozof,
mistisizmi dînî bilgiyle aklî düşünceyi geçemediklerini ve bu nedenle metafizik
uzlaştırma çabasının reddi olarak görür. gibi konularla ilgili felsefî tartışmaların
Müslüman mistikler ve filozoflar da hiçbirinin herhangi bir otoriteye sahip
kuşkusuz bazen karşılıklı bir muhalefet ve olamayacağını savunurlar.
çekişme sergilerler, ancak bu durum asla Bununla birlikte bir taraftan pek çok sûfî
uzlaşmazlığa varmaz. felsefeye aşinayken öte yandan özellikle
İki ekol arasındaki tartışma ve çatışmalar İslâm tarihinin sonraki dönemlerinde
temelde bilgi elde etme yöntemlerinin pek çok filozof aynı zamanda mistikti.
sınırlılıkları ve eksiklikleriyle ilgilidir. Büyük Meşşâî filozof İbn Sînâ, “sembolik
Dolayısıyla İbn Sînâ gibi Meşşâî filozoflar 2 hikayeler” yazmış ve uzun rûhânî
aşkın ve akıl-üstü hakikatlerin doğrudan, yolculuklardan sonra mistiklere açılan
mistik bir şekilde kavranmasının ancak aydınlanmamış akla kapalı olan
imkânını ve hatta gerçekliğini kabul özel bilgi türlerinden bahsetmiştir. 3
eder. Sorguladıkları şey daha ziyade bir Ünlü matematikçi, filozof ve şair Ömer
kişinin bu tecrübeyi başkasına nasıl Hayyam, bilginin peşinde koşanları dört
aktarabileceği ya da bu başkasının, aktaranın kategoriye ayırmış ve sûfîleri en yüksek
* Chittick, William C., “Mysticism Versus Philosophy in Earlier Islamic History: The al-Tūsī, al- Qūnawī Correspondence”, Reli-
gious Studies, 17/ 1 (1981) , pp. 87–104.
1 Yazar burada mistisizmi, tüm geleneklerde farklı biçimlerde var olan mâneviyat yollarına işaret etmek üzere genel bir kavram
olarak kullanmakta, makalenin ilerleyen paragraflarında ise “sûfîsm” kelimesini tercih etmektedir. (çev.)
2 Meşşâîler ya da Aristoteles’in takipçileri İslâm medeniyetinin önde gelen “filozofları”dır; bu makale boyunca onların ekolüne
atıfta bulunacağız ve İslâm geleneğinde “filozof” olarak adlandırılabilecek diğer şahsiyetleri bir kenara bırakacağız. Bkz. Seyyed
Hossein Nasr, “The Meaning and Role of “Philosophy” in Islam”, Studia Islamica, X X X VI I (1973) , 57- 80.
3 Bkz. Henry Corbin, Avicenna and the Visionary Recital, P rinc et on, 1960.
271
271